6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1039
Okunma
Alman Profesor Dr. Hartwig Schutt, Isparta tren garının yanından geçerken "bak arkadaşım" demişti "şu karşıdaki marşandiz lokomotifi Almanya da imal edilmiş 1936 modeldir". Şaşırmamış olsam bile 2002 yılında yaşlı bir hocanın treni bu kadar yakından tanımış olması ilginç gelmişti. Az inanmamış gözlerle trenin yanına gelince Dr. Schütt, lokomotifin tüm özelliklerini genel anlatmıştı. Merakımı yenememiş sormuştum "bir biyologun bu kadar bilgi sahibi olmasındaki kaynak ne olabilir". Gülerek ve onurla söylemişti. "Bu mükemmel makina yapıldığında ben lise öğrencisiydim. Her alman insanı gibi ülkemizde yapılan her yeniliği ilgiyle takip edip öğreniyorduk. Bu seri marşandizler de imal edilirken günlerce sevinçle takip edip öğrenmiştik".
Öğrenme ve bilgilerin üst üste anlamlı bütünlükler oluşturması bu günkü medeniyetimizin en önemli dinamigi kuşkusuz. Bu yolda çıkarsız adım atan herkese sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Çünkü biliyoruz ki, gecelerini gündüzlerine katan bu insanlar sayesindeki insanoğlu sağlıklı, mutlu günleri yaşamakta. Yaşamda iyi ve doğru öğrenmek çok önemli ve gereklidir. Ancak bu da yaşanmışlığın doğru farkındalığında olmaktan geçmektedir. Yaşlı dostum Dr. Schütt, balık eti, mavi gözlü alman kızları ile ilgilenirken birazcıkta gelişen taşıma teknolojisi ile ilgilendiğinden, yıllar sonra bile bir şaheser olan bir makinayı avucunun içi gibi bilebiliyordu.
Peki bu gün dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deneyi yapılıyor, farkındalığımız ne kadar?
Getirileri ile çözümlenmesi umulan varsayımlar nelerdir? Bu konudaki ilgisizliğimizin boyutu ne kadardır? Bunun cevabını bir haftadır eğitim düzeyleri farklı çeşitli çevrelerdeki sohbetlerimde bulmaya çalıştım, sonuç son derece moral bozucu. Neredeyse okuyan, duyan, bilen yok. Oysa evrenin bilinmezliğine yönelik bir çok soruyu belli ölçülerde çözebilmesi umut edilen bir deney gözlem çalışmasına başlandı. Beklenilen sonuçlar alınırsa bu günkü bilenenleri, kabülleri sarsabilecek bir düşünsel fırtına olacak.
Lütfen bu gelişimin, insanlığın bilinmezliğe karşı attığı cesaret adımlarını tanımaya çalışalım. Yarın çocuklarımıza anlatacak gerçek bir başarı öyküsünü keşfedelim. Tabağımıza kadar gelmiş doğru düşünme fırsatı verecek tatlı şekerlemeleri keyifle tüketelim. CERN bir kıyamet mi? evet bilimdışılığın ve bilgisizliğin kıyameti...