Fotoğraf:Sümbül Türkmen Sayhan

Sanat kalıcıdır, sanat ölümsüzdür. Krallar, sultanlar, Başkanlar, bakanlar gider sanat kalır. Onların horladıkları, onların burun kıvırdıkları, onların içine tükürdükleri sanat yapıtları, ucube olarak adlandıranlar bir gün gelir unutulurlar. Onların ucube dedikleri sanat yapıtları tüm görkemiyle kalır geriye ve çağına tanıklık eder. Onları yapan sanatçıların yapıtları ve adları kalır geriye.
Sanat yakıldıkça, sanat bıçaklandıkça, sanat kurşunlandıkça büyür. Tökezlemez, yalpalamaz, geriye asla gitmez sanat. Hep ileridir sanatın yönü. Bu nedenledir ki, sanatçılar toplumların önderleridir ve yol göstericileridir. Ürettikleri yapıtları bu nedenle çağlara damga vurarak, müzelerde yerlerini alır, aydınlatma görevlerini dünya durdukça sürdürürler. Kısaca sanat ölümsüzdür. Sanata karşı olanlar ne denli direnirse dirensin, sanat yaşamını sürdürür, geleceğe ışık tutar. Toplumlar bu nedenle ilerlerler. Bu ilerleme bireylerin aydınlanması sonucunu doğurur. Bu aydınlanma ile bilinç düzeyi artar, yaratıcılık ve üretim toplumun gelişmesine neden olur. Gelişmeyen, üretmeyen, yaratmayan toplum geride kalır. Çağa ayak uyduramaz. Uyduruk, yalan- yanlış işlerle uğraşarak zaman kaybına uğrar. Kaybolan zaman geriye gidişi tetikler ya da toplum yerinde sayar. Bilinmelidir ki, yerinde sayanlar yürüyenlerin gerisinde kalırlar.
Öyleyse toplumu sanatla, bilimle donatmak tek çıkar yoldur. Sanattan, bilimden yoksun olan toplumlar kendilerini yem olmaktan kurtaramazlar.
Toplumu sanattan, bilimden uzak tutarak, bilinçsiz, zayıf, cılız duruma getirmek, güçlü olanları işine yarar. Güçlü olan güçsüzü, halkımızın deyişiyle “parmaklarında oynatır.” Yani kukla gibi kullanır.
Öyleyse sanata, bilime var gücümüzle sahip çıkalım. Toplum olarak, bireyler olarak sanata ve bilime dört elle sarılalım, koruyalım sanatı ve bilimi.
Yakmak için, bıçaklamak için, kurşunlamak için yaklaşmayalım. Bu yaklaşım toplumumuzun geleceğini karatmak olur.
Son olarak; Nazım Hikmet’in şiirinden yola çıkarak, sanattan anlamayanlara, sanata düşman olanlara. Sanata kurşun sıkmak isteyenlere, sanatın toplumu kucaklayan sıcaklığına dayanarak derim ki:
Sanata “kurşun işlemez gülüm.” Bu nedenle sanat ve bilim sonsuza dek varlığını sürdürür.

Mehmet Erbil 14.03.17
www.mehmet-erbil.tr.gg