1.Dünya Savaşı yıllarıdır.
Dünya özellikle de Osmanlı’nın bulunduğu coğrafya baştan aşağı problemlere gark olmuştur.Savaşlar,acılar ve hastalıklar…
Komşuları da öyle Osmanlı’nın.Mesela Rusya büyük bir alt üst oluşu yaşamakta;toplumda da büyük bir umutsuzluk kol gezmektedir.
Küçücük bir ışık,bir dünya demektir o yıllarda.
İşte bir Musevi Rus kadını da bunlardan biridir.
İki oğlu vardır.Biri “devrimci”,diğeri de “siyonist”tir.
“Devrimci”nin adı Samuel,”siyonistin” adı da Hayim’dir.
Ve annenin dünyası o yıllarda:
-Her ne olursa olsun,sonuç benim için iyidir.Eğer Samuel haklıysa Rusya’da hepimiz mutlu yaşayacağız,eğer Hayim haklıysa,o zaman Filistin’e gidip,orada yerleşeceğiz!
Zavallı kadıncağız mutlu oldu mu bilmiyoruz.
Lakin gerek Rus/Rusya halkının,gerekse de 1948’den beri Filistin’in büyük acılar yaşadığı gözlerimizin önündedir.
Ama ana yüreği işte,her şeyden bir medet umar tabi ki.