Nimetler Allah’ı anmak içindir.

Aracınız, kaç beygir gücünde olursa olsun, onları sizin hizmetinize vereni ve onlara güç yetirmenizi dileyeni, hatırlayıp zikredin.

Çünkü onlar, "Araba, uçak, gemi.." Hz.Süleyman’ın emrine verilen beygirler (binekler) gibi birer imtihan vesilesidir.

Hz. Süleyman (a.s),
bineği olan beygirlerini, Allah’ı anmak için sevmişti.

Hz.Süleyman’ın koltuğunda gösterilen ceset, günümüzün trafik kazalarındaki cesetlerin haberi olabilir.

"Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü."

Koltuklardaki cesetleri, yani trafik kazalarındaki ölümleri görüp, sonra bunlar hiç yaşanmamış gibi eski halimize dönüyoruz. Hz. Süleyman’ın bu cesetten ibret alıp, bunun bir imtihan olduğunu hatırlaması ve bağışlanma dilemesi, biz Müslümanlara örnek olmalı.

En doğrusunu Rabbimiz bilir.

Rabbimizin Hz. Süleyman’a (a.s) verdiği hükümranlığa, elbet kıyamete dek kimse ulaşamayacaktır..

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla.

Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı.

Andolsun biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü.

Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi.

Bunun üzerine biz rüzgarı onun emrine verdik.Onun emriyle istediği yere yumuşacık akardı.

Bu Kur’an, ancak âlemler için bir öğüttür.

Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz. SÂD:33...36. 87.88.

Apaçık Kitab’a andolsun ki ,

Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur’an kıldık.

O, katımızda bulunan Ana Kitap’ta (levh-i mahfuzda) mevcut, yüce ve hikmetle dolu bir kitaptır.

Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâr etti.

Ki, böylece onların sırtına binip üzerlerine yerleşince, Rabbinizin ni’metini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.

ZUHRUF:2.3.4.12.13.

“Lâ İlâhe İllallahü Vahdehü Lâ Şerîke Leh Lehülmülkü ve Lehülhamdü Yühyî ve Yümît ve Hüve Hayyün lâ Yemût Biyedihil Hayr ve Hüve alâ Külli Şey’in Kadîr."

(Allah’tan başka ilah yoktur. O Birdir, ortağı yoktur, mülk Ona aittir, Hamdler de Ona layıktır, her çeşit hayır O’nun elindedir. O her şeye Kadirdir.)