Savaşlar,göçler,sürgünler insanlarda derin izler bırakan olgulardır.
Ardında bazen bir türkü bırakır,bazen geride bir yurt ve yürekte bir acı…
Kütahya-Afyon yöresinin meşhur türküsünde geçen şu iki satır gibi.
“Bir incecik yolum gider Serez’e/Yarim sermiş mendilini kireze…”
……………….
Çocukluğum bir Balkan Savaşı göçmeni olan dedemin-Trakya yöresiyle dersek ağbaba-1912 yılında kız kardeşi olan büyük halamla birlikte iki öksüz ve yetim olarak Meriç’in öküz arabasıyla geçmesini defalarca dinlemekle geçti.
Hem de 12-13 yaşlarında.
1315(1899) doğumlu olduğuna göre,savaş sırasında 13 yaşında çocuk daha.Ama “göç”zorunlu olunca iş başa düşüyor ve kız kardeşini alıp Meriç’e dalıyorlar,”ver elini Edirne” diyerek.
Şansları da yaver gidince suları aşıyorlar.Sanırım eylülün sonu ya da ekim başları olacak ki henüz yağmurlar yağmadığı için suların sığ zamanı.
…………….
Tam yüz yıl sonra da Telaferli Türkmen ozan Ahmet Rıza’nın benzeyen acıları,özlemi ve göçü gibi.
2014 yılında IŞİD,bir Türkmen şehri olan Telafer’i işgal edince,Ahmet Rıza ve ailesi Kerbela’ya kadar “kaçıyorlar” savaştan.
Ardında yakılan,yıkılan bir şehir bırakarak.
Ve güzel bir Telafer türküsündeki dört satırı yanına alarak ama !
Karadır kaşın ördek,
Yeşildir başın ördek.
İki gittin,bir geldin,
Hani yoldaşın ördek