Ermeniler Osmanlı Devleti’nin himayesinde yaşarken dış güçlerin özellikle,
İngiliz ve Rumların desteği ile isyanlar çıkartmaya başladılar.

Tanzimat ile birlikte Ermeni patrikleri, Ermenileri teşkilatlandırma yoluna gittiler.
Teşkilatlandırma hayır cemiyetleri adı altında başladı. Buradan çeteciliğe geçtiler.
Hınçak tehdiş komitesi ve taşnak tehdiş komitesi gibi çeteler Osmanlı Devleti bünyesinde
müstakil bir Ermeni devleti kurmayı planlamışlardı.

Doğu cephesinde Ermeni vatandaşların ihanetine uğrayan Osmanlı Devleti, bu
faliyetleri engellemek için 27 Mayıs1915 tarihli bir kânun çerçevesinde Ermenileri
bölgeden uzaklaştırdı. Yani tehcir etti. Ermenilerin "soykırım" dedikleri olay budur.

Birinci Dünya savaşında öteki azınlıklar gibi Ermeniler de dış devletlerin desteği ile
arkadan vurmaya devam ettiler. Ermenilerin Ruslarla iş birliği sonunda çıkardığı olaylar,
yaptığı katliamlar ve tahripler, Rusların bir ay içerisinde Van, Malazgirt ve Bitlisi işgal
sonucunu doğurdu. Rusların her askeri harekatı Ermeniler sayesinde sonuca ulaşıyordu.

Ermeni harekatı Türk Milletinin, zamanında karşı koyması ile suya düşünce komi-
taci Ermenilerin çoğu Ruslarla çekip gittiler. Güneydoğuanadolu’da destani müdafa yapan
Adana, Maraş, Urfa, Gaziantep şehirlerimizin işgalci Fransız’ları kovalamasıyla beraber
o bölğe Ermenileri Suriye ve Lübnana kaçtılar.

Kısa bir süre sonra buraları üs haline getirdiler. Her yıl 24 Nisanda gösteriler
yaparak kinlerini tazelediler. Papazlar bu gösterilerde en ön sıralarda yer alıyordu.

Tehçirin 50. senesi nedeni ile 1965’de Ermeni papazların önderliğinde cinayetlere
başladılar. 1965 sonrasında başlayan harekatın reisi, kendisini Klikya (Çukuruva)
katagikosu ilan eden 1. Horen dir.

1.Horen Lübnan’ı sıçrama noktası olarak kullanıp ilk aşamada Klikya denilen Adana,
Çukurova ve civarını alacaktı. Fakat hiç hesapta olmayan 1975 Nisan’da müslüman,
hırıstıyan iç savaşı çıktı. Suriye bu savaşta akıl almaz bir şekilde hırıstiyanların yanında
yer aldı. Ermeniler de bir süre tarafsız kaldıktan sonra hırıstiyanların yanında yer aldılar.
Bu arada masum insanlara dış temsilciliklerimize hava alanlarımıza saldırılıyor vahşi
cinayetler işleniyordu.

Türkiye’den toprak talabiyle ortaya çıkan asala terör örgütü 1973 / 1990’lı yıllara
kadar dört kıta’yı kana buladı. 22 ülkenin 41 kentinde saldırılar düenledi. Bu saldırılarda
35’i Türk 8’i yabancı 43 kişi hayatını kaybetti.99’u Türk 89’u yabancı 188 kişi yaralandı.

Dışişleri bakanl’ığının yurt dışında görev yapan siyasi memurlarından ortalama yüzde
5’i hayatını kaybetti. 1990 yılında yerini daha kanlı ve ülkemize daha ciddi zararlar vercek
bir örgüte bırakarak kendini geriye çekti. Desteği ve lojistiğini bırakarak.....

Kaynak Oktay Sinanoğlu / Hedef Türkiye
Ali Balkan Metel / Batı Trakya Dergisi

Her türlü cinayeti kınıyorum.