Dinin, kendi mantık, muhakeme, fıtratına göre "Halifelik" diye bir makam olamaz! Çünkü Peygamberi kendine elçi seçen Allah’tır. O zaman vekil anlamına gelen halifeyi Allahtan başka birinin seçip belirlemesi dini mantık ile izah edilemez. Oysa islam akıl ve mantık dinidir.

Müslümanlığı savunmak ve müminleri korumak amaçlı, aklı bilgisi ve diğer örnek vasıflarıyla öne çıkan önder kişiye " EMÎRÜL MÜ’MİNÎN" ünvanı verilir. Emir-ül Müminîn ( müminlerin emiri) peygamberlik vasıflarına haiz olmadığı ve olamayacağı için peygambere vekillik, yani haleflik edemez.

Bu durumda, her kim kendini HALİFE addeder ise, bilerek ya da bilmeyerek Allah’a şirk koşmak konumuna düşmüş demektir.

O halde geçmişi irdelediğimizde, bir sülale ya da soy egemenliğinin din kisvesine büründürülerek, kan dökülmesine sebep olunduğunu, mezhep farklılıklarının, salt inanç temelinde değil, sınıfsal ya da zümresel çıkar uğruna dayatılmış din dışı, ekonomik temelde dayanaklarının olduğu açıkça görülecektir.
Bu bağlamda "Laiklik" farklı din ve inanç gruplarına bağlı birey ya da toplumların barış içinde yaşamalarının en büyük güvencesidir.

O halde laikliğe karşı çıkanların ve bunu yasalardan çıkartmak isteyenlerin esas gayelerini de bu temelde sorgulamak gerekecektir!


Şaban AKTAŞ
25.01.2017