7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1413
Okunma
Habibe Ağaçdelen
Nisan bir şakası gibi senindim oysa.
Kapuslandın, yok dönüşü daha..
Öldürmek için miydi gelişler
İntihar mıydı teslimiyette sevişler
Yalan mıydı
Ruhumu kurutan “seni seviyorum” sözlerin
Nefesini kesen neydi
Başını döndürüp yıkan .
Çaresizliğin kızılca kıyameti neydi .. ?
Harikaydı rolün
Hakkını vermeliyim
Senaryosuz
Düelloda ben yenildim
Bedelim ağır
Ağır bilesin ömrüne..
Alev olur düşerim gün gelir önüne
Set olur sur vururum gününe
Piç olsam da dilinde
Hiç olur közüm dirine
Doymazsın bilirim nefsine
Nefis laleyim
Kokla ve çek içine
Dön
Dön ve özle yüreğinde
Sanma ki beş para eder ciğerin
Kör gözümde..
Görmedim ki daha
Senin kadar sahte krizde sevda..
Bense şefkat açtım bucağa
Bastım bağrıma sıkıca
Nasılda sıcaktın oysa.
Bilirim
Hükmetmeyi seversin sen kadına
Hükmedemeyeceğini
Anladın mı yoksa ?
Söylesen ya
Hangi kadının hıncını çıkartıyorsun
Zaaflarımın kurban yanında..
Sokul
Sokul ve yalvar
Nasılsa doymazsın kanıma..
Sadece inanmıştım
“İnanmıyorum” derken
Masum aşık duruşuna ..
Gaddar değil ki yüreğim
Kaf dağının ayazında..
Kalelerimi yıktın
Islak dudaklarının yakarışlarıyla..
Bıraktım tenimi
Çıplak sevinin ayaklarına..
Suç mu işledim !
Suç mu işledim he/lal koynunda .. ?
Nisan bir şakasıydım
Ömür bildiğim bu oyunda..
Senaristeyse kızgınım hala..
Kırsın kalemi yazmasın daha..
Can çıktı dönmez artık bu ruha..
ANLA … !