1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1329
Okunma

Ne yazacağını değil, ne söylediğini bilmeli insan ...
Yaktığı ya da yakacağı canın hükmünü göz önünde bulundurmalı .
Dilinden dökülenler bir kalbin neresinde yer alır ,
Ya da siteme dönüşür mü ?
Vicdanı sızlatmamalı diye düşünmeli insan ...
Sırf bu yüzden kaybolan zaman, yıllar hatta hayatlar yok mu ?
Dilin kemiği yoktur deyimine sığınmak ne kadar doğru !
Dili en samimi cümlelerle doldursana !
Çoğu insan elinden geleni değil de dilinden geleni yapsa !
Dilinden geleni yapmak bir kalbin gülümsemesi için en güzel sebeptir diye !
Hiç düşündün mü ?
Kalbini hiç yoklamadı mı ?
Mesele ona Seni Seviyorum dedin mi hiç !
Ya da dur gitme !
Elbette ki insan yaşadığı müddet herkesi mutlu edemeyebilir !
Zaten herkesi mutlu etmek zorunda da değilsin !
Lakin Yüce makamın karşına çıkardığı o insana karşı vermek zorunda olduğun bir hak söz konusu ...
Hayatın geçici olduğunu ,
Elbet insanın geleceği noktanın toprak olduğunu unutmamalı yaratılan ...
İyi niyetli olabilmek her kişinin değil er kişinin harcıdır !
Ego, hırs vicdanını dünyaya kapatmış insanların karşısına çıkan unsurlardır ...
Kalp öyle mi ?
O bazı insanlar için ,
Bahşedilmiş bir hediye olup ,
Vicdana dönüşürken ,
Bazıları için sadece ,
Taşınabilir bir araçtır !
Kalp ve Vicdan arasındaki ince çizgi budur !
Ve samimi niyetlidir ...
Ne mutlu Vicdanını diri tutabilenlere ...
Seda Koçak / Sedacet-i kelâm