İnsan/ın/lığın Gerçekleridir

Hepimizi aklımızdan öyle veya böyle çok şeyler (her şey) geçiririz.
Unutmayalım ki aklımızdan geçirdiğimiz, düşündüğümüz, yaptığımız, yapamadığımız, deneyimlerimiz, görevlerimiz, sorumluluklarımız…
Kısacası her şey, iyi veya kötü geleceğimizi etkilemekte, yaşantımızı belirlemektedir.
Onları iyi yapan ya da kötü yapan, iyi olan ya da kötü olan bizleriz.
Ya hayatımız düzene girer, intizam bulur ya da girift olur, birbirine dolanır, tabiri caizse Arapsaçına döner.
Her ne kadar kendimizi soyutlamaya kalkacak olsak da, bunlar bizim asla yok sayamayacağımız gerçeklerimizdir.

İnsan, kötü olmak, kötülük yapmak, kötü yola düşmek, kötü bir hayat yaşamak, kötü biri olarak anılmak için, niye bu kadar ısrarcı olur, anlamış, çözebilmiş değilim.

Bazı insanlar galiba hiç aynaya bakamazlar, bakmaktan korkarlar/korkuyorlar sanırım
Hani bakarlarsa, belki de aynada yansıyan kişilikli-kişiliksiz kişi; “ya sen ne biçim kişiliksiz, tıynetsiz, kimliksiz bir insansın, sen de hiç ar, namus, utanma yok mu?” diye sormalarından korkuyorlar.
Yoksa insanlar günde birkaç kez aynaya baksalardı; kim olduklarına, ne olduklarına, ne yapmak istediklerine karar verirlerdi.
Belki kendilerine bir çekidüzen verirlerdi.
Olur mu olur!

Bazen meydana gelen olaylar karşısında fevri hareket ederek, farklı tepkiler ortaya koyabiliyoruz.
Yani çok tez canlıyız.
Biraz daha mantıklı düşündüğümüzde, gelenin de gidenin de aynı olduğunu, farklarının olmadığını görebilirsiniz.
Figüranlar farklı olsa da, oynanan oyun, hep aynı olmuştur.
Değişen sadece isimler olmuştur.
Gerisinden bana/bize ne!

İnsanın arzu ve istekleri çok ve çeşitlidir.
Sonsuz derecede bir açlık vardır, yaşadığı sürece.
Peki, insanlar bütün arzu ve isteklerine kavuşabilmişler midir ya da tadabilmişler midir?
Kesinlikle hayır.
Bir şeyi olan ikincisin ister, değirmen misali hep ister de ister, fazlasıyla.
Bu çoğu zaman insanları gerer, sıkıntıya sokar, bir hastalıkların ortaya çıkmasına sebep olur.

Kerim BAYDAK
[email protected]