‘’Afyon ilimiz, Çay ilçesinde mukim, Ramazan Olcay’ın iki evladı askerdi. Şehit olan çocuklarından birinin haberini vermek üzere, kapıya gelen resmi zevata, “Fatih mi, Ferhat mı şehit oldu” diye sordu. Böyle bir babaya imrenmemek mümkün değildir. Zira askerde bulunan evlatlarından birinin şehitlik mertebesine ulaşmasıyla, şehit babası makamına ulaşmış ve evladının şehit olmasıyla iftihar etmiştir.Bu ülkenin selameti için, nice ana-babalar Çanakkale’de, istiklal harbinde ve Kıbrıs’ta, ayrıca terörle mücadelede nice evlatlarını şehit vermiştir. Şehit olanlar, istiklal uğruna, namus uğruna, bayrak uğruna can verenlerdir. ilânihaye gönüllerimizde taht kuranlardır. Elbette ki şehitlik dahi olsa, anne babaların yüreklerinin mahzun olmasını önlemez. Çünkü ana baba yüreği merhametle doludur.
Düşünün ki bir baba, iki civanmert evladını milletin huzur ve selameti için asker eylemiş, dönüşlerini beklemiş, ancak birinin şehit olduğu haberini alan baba mutlaka üzüntülüdür. Bu bir babanın hissiyatıdır. Ancak şehitlik mertebesine ulaşmış olan delikanlının aldığı rütbe itibariyle üzülmekten uzaklaşması ve Cenabı Hakka şükretmesi gerekir. Nice evlatlarımızın doğuda, güneydoğuda, kışın zor şartları altında, dağlarda önce vatan haykırışı ile canlarını feda etmeye hazır oldukları bilinmektedir. Anaların, babaların duaları, onların başarılarını körüklemekte ve birer aslan gibi görev yapmaktadırlar. Şehitlikle rütbelenen aslanlarımız içinse, bütün millet olarak üzüntülü olduğumuz bilinmelidir. Bir tek ferdi bile teröre kurban gitmesine gönlümüz asla razı değildir. Bir babanın yüreğinin yanması kadar, kendi yüreğimiz de yanmadıkça, bu terör belasından kurtulmamız zordur.
Yakın zamanda Ramazan Olcay’ın yüreği yandığı gibi, bizim de yüreğimizin yanmasına gerek kalmadan, gerekli acil tedbirler mutlaka ve derhal alınmalıdır. Sadece milli seferberlik çağrısı yapmak kâfi değildir. Sadece beyan, derde deva değildir. Biz millet olarak yekvücut sıradağlar gibi dizilir isek, aramızdan şer güçlerin geçmesi elbette mümkün değildir. O zaman da, analar ve babaların ağlamasının önüne geçilmiş olur. Yoksa fanteziden ileri gitmeyen, “yapacağız, edeceğiz, kurutacağız, yok edeceğiz” beyanlarının kıymeti olamaz.
Bugün şehitlik haberini Ramazan Olcay almışsa yarın Allah(cc) göstermesin, bir başka babanın ve annenin yüreği yanacaktır. Bu korkuyu telafi etmenin tek yolu, vatanın korunması için, herkesin elinden geleni esirgemeden yapmasıdır. Bizler istersek, ki istemeye mecburuz, bu ülkeyi terör belasından kurtarmaya gücümüz mutlaka vardır. Önemli olan bu gücü seferber etmektir. Allah şehitlik haberini alan ana babalara sabır nasip eylesin. Şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken, başka şehit haberlerini almayacağımız günler niyazıyla, milletimize başsağlığı diliyoruz.’’ diyen Müftüoğlu’na katılmamak mümkün mü? saygılarımla
Milâdi yeni yılınız tebrik eder tüm dünyaya barış, huzur, kardeşlik, ve dostluk getirmesini dilerim. Ayrıca 31.12.2016 akşamı Mekke’nin fethi programında buluşmak üzere inşallah.. Amiin.*