ve olanlar olur, bülbül gülün dikenine batırarak kendini canını oracıkta verir. Sadece arkadan konuşmalık hikayeler kalır, yüzeysel. Kimse anlamaz bülbülün çilesini, gül bile. Sadece o nazlı kırmızı yapraklarıyla salınır gül ve belki yapraklarından dökülür gözyaşları, belki onun için de koca bir trajedidir. İnsanoğlu alışıktır sağdan soldan hikayeler duymaya, uydurmaya ama zavallı insanlar hep yüzeysel yaşar duygularını. Bilim insanları gerçekten emin mi en karmaşık yapının bizde olduğuna? Oysa kim sevecek o bülbül gibi gülü ama belki onun da hikayesi bu kadardır burada belki böyle olmamalıdır, bilinmez. Bilinen tek şey işte bu anlatılanlar. Biz insanlar da devam edelim yüzeysel duygularımıza, evet hepimiz devam edelim...
Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dünya Açmış güneş çiçeğinin mavi şebnemi dünya Sinesindeki gizli sevdası ateşten derya Mevsimlerin şöleninde eşsiz bir ömre değen Mavi derin uykuların seherindeki rüya
Ediplerin başlarına taç eden efsanesi Gülşende geçen bülbülün hüzünlü hikayesi Onulmaz derdine düşen yüreği yanmışlara Eşi bulunmaz dermandır bengisu şelalesi Yağmur Kuşağı şiir kitabımdan... Esenlikler dileklerimle...
Yükseltti Alemin Sahibi Tarif soluklarının kesildiği mekanıyla şereflendirdi ‘Yalnız şuna dokunmayın!’ dedi Diken sokuldu Gül’ün solundan Bülbül geçemedi Gül arâfından Diken battı Gül’e, nazar değdi Gül bi’çare boyun eğdi: ‘Ya Diken bu ne idi?’ Diken: ‘Yüreğe akan derman’ dedi Gül: ‘Zehr mi ki döksek?’ Diken: ‘Kevserden öte, n’olur iç/sek!...’
Gül içti, kana kana Bülbül serden geçip Vuruldu âna Salınırken Diken Galibiyet mesrurunda Gül-i Bülbül, Kanadı mağlubiyet mecruhunda
Gül ortak oldu Diken in/kârına Bülbül itildi Mahcubiyet zar/ârına
Sahib-i Âlem düştü notunu: ‘Ya Bülbül, Gül’ün gördüğü kör bir düş/üş/tü!’ Bülbül hıfzetti yine, ne çare unutturuldu Aşkı kelama dil sürçtü. Gül yanaklar Bülbül dilde soldu Zerketti diken, nefse zehr doldu Gül Bülbül’den ayırdı yüz Bülbülse kelama kaldı küs Gül, Bülbül’den öte geçti Bülbül, dembedem kendinden geçti Vahyetti bu kez Sahib-i Âlem: Arz titredi sema inledi Gül, gittiği öteden; Bülbül, geçtiği kendinden geldi Amâde ikisi de dinledi ‘Ya Bülbül, verdiğim gül, gülüşünde her dem Beni gör diye Dikenin verdiğiyse ambalajı bozulmuş hediye, Gaflet kuyusuna düştün Düş/ür/me!!!’
Ve ihtar ile: ‘Ya Gül, nefsine çekilen perdeyi indir Belle, Bülbül sahibindir! Dikenden ıra, Bülbül’ü bırakma Bülbül’den gayrısını Yüreğine b/asma!!!’
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.