Ey sevdiğim yüreğimin ateş aldığı bir dağın soğuk zirvelerin de yazıyorum bunları. . Yüzüme durmadan buseler konduran ayazda yüreğim de ki ateşi anlamaya çalışıyorum. Bize bunu yapmamalıydım ruhparçam ruhuma kibrit çakmış gibi hissediyorum kendimi. Zorla sahip olayım. Derken kolaylık la kaybettim, hangi ceriyanlar da fikirlerim bilemezsin elektrik sandalyeleri ne oturtulmuş gibiyim derim bin parça her yeri ayrı bir yanık, o geceden kalma o geceden kalma ayrı bir tırnak izi ayrı bir çığlık sesi kulağımda. Evet kendi mi ifşa ediyorum muhsinem tecavüzüm ağır bir suçum ağır bir hükmüm enginisizyon mahkemelerin de yargılanmalı aynı mahkemenin zindanlarında çürümeliyim sen gelmişken benim için bırakmışken herşeyi benim için benim seni sahiplenişim katıksız hüküm giymeliyim aşkından müebbet hapis cezalarına çarptırılmalı sende ihtiyarlamalıyım beratımı hakim değil Azrail vermeli mabushane damında. Gökler den emir gelmediği kalmalı sürün sün rezil diye ardın sıra Muhsinem. Hangi yazıma taşısam seni çığlıkların kulağım da tırnakların sırtım da avazın çıktığı kadar iniltilerin içim de bu tecavüz ağır geldi biliyorum sevdiğim bu kadar hayali kirletmemeliydim sözüm de durmalı hayallerine dokummamalıydım sevdiğim muhsinem pişmanlıklarım ın silsilesi ni yazdım defterime her biri bir sayfa vaad edebileceğim bir mutluluk oda sende yatıyorum içinden çıkabilsem yüzünü belki güldüre bileceğim belki alnına öpücükler verebileceğim ama göğsünün demir kemikleri bırakmıyor yüreğinden çıkmamı. Seni çok seviyorum öyle böyle değil kapsız kacaksız ölçüsüz birimsiz seviyorum ama verdiğim sözler de duramayışım her bir söze tecavüzüm hepsinin kirlenişi beni eğdiriyor karşın da