Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
seng
seng

Musallat - Esrar-ı Cin 3. Bölüm

Yorum

Musallat - Esrar-ı Cin 3. Bölüm

4

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1148

Okunma

Musallat - Esrar-ı Cin 3. Bölüm

Musallat - Esrar-ı Cin 3. Bölüm

Öğle saatlerinde ihbar üzerine olay yerine gelen polislerden bir grubu çevredeki meraklı kalabalığı olay yerine yaklaştırmamak için uğraşıyorlardı. Olay yeri inceleme ekibi binanın içerisinde çalışmalarına devam ederken aşağıda bir arabanın fren sesi duyuldu. Komiser Ali arabadan inerken etrafa bakınıp yakınındaki memura kimseyi yaklaştırmamaları için el işareti yaptı. Hızla binaya girip olay yerine çıktı. Daha merdivenleri çıkarken pis kokular geliyordu.

Daireye girdiğinde ekip çalışanlarından biri “Bu tarafta amirim.” Deyip odayı gösterdi. “Kadının boynu burada kesilmiş. Bıçağı bulamadık. Sonra sürüklenip salona taşınmış. Adı Handan. Sonra da adam kendi kafasına sıkmış. Ama duvarda iki kurşun var, ilkini boşa sıkıp sonra kafasına sıktıysa başka ama başkası da olabilir amirim. Silahı balistiğe göndereceğiz. Adamın adı da Adnan. ” Komiser Ali dinledikten sonra ellerini beline koyup bir süre yerdeki cesetleri süzdü. “He bir de amirim. Bunlar üç kişilermiş. Bir de kızları var yani.”

“O da mı ölmüş?”


“Yok amirim. Kız kayıp. Ortalıkta yok. Apartmandan çıktığını gören de olmamış. Telefonu da kapalı. Bir de odasında her yerde kağıtlar var. Şiir falan yazıyomuş herhalde.”

“Şüpheli kim, bulabildiniz mi bi’şeyler.”

“Şuan için kızları amirim ama otopsi sonuçlarından sonra belli olur, boğuşma morlukları var. Doku örneklerinden bir şeyler çıkabilir.”

“Tamam elinizi çabuk tutun. Komşularla da konuşun. Husumeti olan birileri var mı, öğrenin. Olay yerine de söyle titiz çalışsınlar.”



Emrah tedirgin bir şekilde ihtiyarın önce oturmasını bekledi. İhtiyar oturduktan sonra hemen ayağa kalkıp, “Sana su getireyim.” deyip içeri gitti. Emrah bahçeyi süzerken gözüne bir şey takıldı. Birkaç metre ileride dik olarak dizilmiş tahtaların üzerinde asılı duran siniyi gördü. Şekiller çok belli olmuyordu ama üzerinde işlemeler vardı. “En az yüz senelik.” Diye tahminde bulundu. Kalkıp baksam mı diye düşünürken kendini siniye doğru yürürken buldu. Yaklaştığında daha da ilgi çekici bir hale gelmişti. Sininin üzerindeki Arapça harflerden yansıyan güneş ışığı bir an için gözlerini aldı. Biraz daha yaklaştığında bunların tılsımlar olduğunu gördü. Daha öncesinden bir kitapta bu tarz çizimlere denk gelmişti. “Bunun burada ne işi var.” Diye düşünürken iyice yaklaştı. Sanki bir şey onu yazılara doğru yaklaştırıyor, merakını arttırıyor gibiydi. Birden arkasından gelen sesle irkildi. “Pardon!”

Emrah arkasını döndüğünde uzun boylu, saçları balıksırtı şeklinde örülmüş, sarışın bir kadınla göz göze geldi. “Efendim, buyurun?”

“16 numara burası mı acaba? Bir amcayı arıyorum?”

Emrah biraz tereddüt ettikten sonra, “E.. Evet burası da. Siz kimsiniz?” Kadını süzdü.

“Şey.. Ben Melis.” Derken elini uzattı. Emrah kadının elini havada bırakıp eliyle masayı gösterdi. “İhtiyar gelir şimdi. Su getirmeye gitti.”

O sırada evin kapısı açıldı. İhtiyar sinirli bir şekilde eline bastonla dışarı çıktı. Melis’in üzerine doğru bastonu sallayarak geliyordu. “Defol git buradan. Defol! Geldiğin yere git! Seni öldürürüm git buradan.”

Emrah, ihtiyarın bu tavrına anlam verememişti. Araya girip ihtiyara sarıldı. “Amca dur, ne yapıyorsun. Gelip seni sordu sadece.”

“Gitsin!” diye çıkıştı ihtiyar. “Gitsin yoksa öldürürüm.”

İhtiyar bağırırken kadın sadece gözleriyle onu süzdü. Emrah’a bakıp, “Amcaya su içir. Korkmuş gibi.” deyip bahçeden çıkıp gitti.

Emrah, amcanın koluna girip masaya götürüp oturmasına yardım etti. “İyi misin amca. Ne oldu öyle ya!” İhtiyar bir şey demeden kalkıp içeri girdi. “Benimle gel. Sana göstereceklerim var. Ben de seni bekliyordum evvelden.”



Zehra, eve girmek için anahtarını çıkardığı sırada kapının açık olduğunu fark etti. Bir an duraksayıp başını iki yana salladı. İçeri girdiği gibi mutfaktan gelen çeşme sesini duydu. Duraksadı. Çeşmenin sesi kesildi. Yavaş adımlarla mutfağa ilerlerdi. Kaşlarını çatıp, “Senin burada ne işin var! He ne işin var. Neden geldin!”

“Beni dinlemelisin!”

“Seni dinlemeyeceğim. Git buradan. Geldiğin yere geri dön!” derken eline tezgahtan bıçağı alıp doğrulttu.

“Sakin ol. Bıçağı bırak. Konuşalım. Yanlış yapıyorsun!”

Zehra daha da öfkelenip, “Yanlışı doğruyu senden mi öğrenecem be! Defol git yoksa öldürürüm.” Bıçağı ileri uzatıp savurdu.

“Tamam sakin ol. Gidiyorum. Ama geri geleceğim. Geldiğimde beni dinlemezsen, ben seni öldürürüm. İndir şu bıçağı artık.”

Zehra bıçağı tezgaha fırlatıp kenara çekildi. “Git. Bir daha da gelme!” derken kapı hızla kapandı. Kapıyı açıp dışarı bir adım attı. Etrafı süzdükten sonra karşı evin balkonundan karanlık bir silüetin onu izlediğinden habersizce içeri girip kapıyı kilitledi.

(Devam Edecek...)

Bahattin BERKDİNÇ

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Musallat - esrar-ı cin 3. bölüm Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Musallat - esrar-ı cin 3. bölüm yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Musallat - Esrar-ı Cin 3. Bölüm yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Den(iz)
Den(iz), @den-iz
28.11.2016 14:59:00
Siz hemen astınız öyküyü ama ben geç gördüm.. Hadi hadi diğerine geçelim. Böyle burada bırakılır mıydı .. Ayıp ama :))

Sevgilerimle...
Kemnur
Kemnur, @kemnur
27.11.2016 23:06:43
Okumaya devam...Paylaşmanız vesilesiyle bu güzel öyküyü okumak imkanım olduğu için mutluyum... Öykücülüğe emek veren kaleminizi kutlarım... Saygıyla
Mehmet Ali Akça
Mehmet Ali Akça, @mehmet-ali-akca
26.11.2016 22:51:35
kafamda deli sorular...
:)
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
26.11.2016 20:39:53
Üçünü de okudum. Henüz bir tahminim yok;)
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL