Değerli dost; Hala kafanı dinlemedin mi? Hepimiz hasretle seni bekliyoruz. Belli ki senin geleceğin yok. Sensiz gönül soframız boş Dostların senin adına benden helallik istedi Senin için dönüşü olmayan yola gitti diyorlar. Göz görmediği için gönül bir türlü inanmıyor. Ben seni orada Gül sultan sancağı altında görmek umuduyla, olmayan hakkım, helal olsun diyemedim. Gül sultana bizden kucak dolusu selam et. Sen soğuktan hiç haz etmezdin, Şimdi oralar kar, kış boran. Yalnızlıktan da nefret ederdin. Bilmem ki var mıdır arayan soran. Koşup geleyim yanına diyorum, olmuyor. Unuttuk sanma Dost, Her gün Fatihalar yolluyorum. Unutmadım, Unutamadık Aklımızdasın Bak tüm dostların senin için burada. Yad edeceğiz seni, dualarla, Fatihalarla. AŞIKLAR Aşıklar, Ana gövdesine balta yemiş ağaçlar gibidir. Ömürleri bu yarayı kapatma çabasıyla tükenir. Aşığın gözü kördür derler, her ne demekse…! Oysa oysa insan görmeden de sever. Gönül gözü görsün yeter. Kimi yaratana yar der, kimisi yaratılana…! Aşıkta nefret yoktur kin, kibir bulunmaz. Aşkın öğretmenleridir Aşıklar Yürekleri acılarla dolu olsa da Gittikleri her yere sevgi tohumları ekerler. O sevgi tohumları dillendikçe dinlenir, türkü olur dillerde. O Aşıklardan biri de Aşık Derdiyar diğer adıyla (Murat Tanrıverdi) 1 Nisan 1961 yılında Sivas’ın Sivritepe köyünde dünyaya geldi. Osman ile Keziban Hanımın ilk evladı olan Murat, başarılı bir öğrenci olduğu halde lise sonrası eğitimine devam etmemiş, şoförlük mesleğine merak salmışt. 1975 yılında Akdağmadeni Davutlu Beldesi yakınlarında geçirdiği trafik kazası sonucu vücudunda meydana gelen ağır hasara ikinci bir darbeyi nişanlısının babası vurdu, “ben topala kız vermem” diyerek, nişanlısı Nazlı Hanımdan ayırdı. 1981 yılında girdiği memuriyet sınavında başarılı oldu ve kamu kuruluşunda memur olarak göreve başladı. 1985 yılında Esma Hanımla evlendi. Bu evlilikten bir kızı, bir de oğlu dünyaya geldi. 1991 yılı ona bir felaket daha yaşattı, hem hanımı hem de yeni dünyaya gelen biricik oğlunu hastalık sebebiyle kaybetti. İkinci evliliğini Sevda Hanımla yaptı, bu evlilikten çocuğu olmadı. Yaşadığı bunca alcılara rağmen hayata tutunmaya çalışan Murat Tanrıverdi, 1997 yılında emekli oldu. Oldukça becerikli olan Murat, elinden birçok iş geldiği halde saz imalatı yapmak için kendine atölye kurdu. Hem saz yaptı, hem de yaptığı sazlarla yüreğinde katmer katmer olan acıları etrafını çevreleyen dört duvara haykırdı Derdiyar’ım ağır aksak yürürüm. Sevdan ile erim erim eririm. Her nereye baksam seni görürüm. Sağım solum, yanım yörem Nazlı yar. Garip bir kuş gibi tünediği Sorgun Aşık Derdiyar’ı bağrına basmış, Aşıklık geleneği onun gelmesiyle daha da coşmuştu Soyder, (Sorgun Ozanlar Derneği) bünyesinde ve Türkiye genelinde bir çok programa katıldı. Kendisi Sivaslı olsa da Yozgat Aşıklık kültürünü övgüyle dillendirdi, her gittiği yerde memleketimizin misafirperverliğini ve türkülerini söyledi. 2008 yılında yerleştiği Sorgun ilçemizden 23 Kasım 2013 yılında ani bir kalp krizi sonucu hem sorgundan hem de bu dünyadan ebediyete göçtü. Aşık derdiyarın derdi yar idi Vefasızlık yüzünden pek bir ahu zar idi Yaradanın yarattığı hor görse de garibi Onun en güzel yari onu yaradan idi Bir hazan mevsimi hüzün çöktü Sorgun’a Sevmekten özlemekten yorgun düşen yüreği Bir kuş gibi çırpındıkça çırpındı ve sustu Başta Sorgun Belediye Başkanı Sayın Ahmet Şimşek Beyefendi olmak üzere tüm Sorgun halkını yasa bürüdü. Vasiyeti üzere cenazesi, Aşık, şair, yazar arkadaşları tarafından Sivas’a götürülerek orada toprağa verildi. Bir de manevi dünyasında sevdalısı olduğu “Gül Sultan” vardı. Umuyoruz ve diliyoruz ki, o gül sultan sancağı altında kendisine yer buldu. Mekanı Cennet olsun.
Osman KARACA