6
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1159
Okunma

Sisli bir keder sardı gökyüzünü.
Sokaklar bomboş. Göle davetkar sevgililer evlerine çekilmiş, kamelyaları yalnızlıklarına terk etmişler. Yağmur toprağa karıştı kederi katlayarak, insan insana karışamadı bir tek.
İçimde katlanarak büyüyen özlemleri sayıyorum. Dilim yoruluyor, elim kırılıyor sanki. Gönlümde ayaz bir soğuk, tenimde yalancı bir yaz yaşıyorum. Ne zamandır karışmadım sayfalara. Mürekkeplere bulanmadım, arınmadım çok oldu.
Kış çabuk geldi bu yıl. Henüz dökülen yaprakları izlemenin o hüzün keyfini tadamadan karlanıyoruz. Beyaz bir örtü atıyor üzerimize yorgun, mahzun gökyüzü. Pencereyi sonuna dek açıyorum. Dalları camlara vuran ceviz ağacına gidiyor ellerim. Sanki dünyada ikimizden başka canlı yokmuş hissine kapılıyorum. Evlerine çekilmiş yeni evli çiftlerin mutlu sofralar kurduğuna şahitlik ettiren şangırtılar duyuyorum üst kattan. Yan komşunun mutfakta pişen etli fasulyesinin kokusunu alıyorum. Annem in karalahana çorbası pişiyor şimdi bilmem kaç bin kilometre ötede. Dağlar var özlemlerimle aramızda, yollar var arşın arşın, gidemiyorum.
Küçük yüreklerde büyük umutlar yeşertiyorum oysa. Uzayıp göğe değdiklerinde yollara düşeceğim. Belki bir Çalıkuşu romanında anlatacaklar hikayemi, ihtimal ki Yeşil Gece’de uyanacağım. Hayatta olmasını çok istediğim hayal kırıklarıyla heybemi doldurup göçeceğim daha güneye. Sonra kuzeye belki…Uzak şehirlerde bilinmeyen ufuklarda duyacağım seslerini. Aşklarımı, yaşamak isteyip saniyeyle kaçırdığım telaşlarımı. Başkalaşmış bir dünya olacak içimde. Yaş aldığım her yıl yüzümdeki çizgiler kadar acılarım da belirginleşecek hayat çizgimde.
Yağmur gölün kaderini çiziyor. Bir damlasına bin damla katılıyor. Arttıkça artan bir birlik kuruyor içinde. İnsanın insanla yapamadığını yapıyor belli ki. Gölgesinde bir tufan kopuyor gönlümün kıyısında. Deli bir poyraz alıyor ellerimi. Sonra duruluyor sularım, avuç içlerim kuruyor.
Bir kahraman el sallıyor uzaklardan…Heybetiyle yüreğimi tutuyor.İnan, diyor. Yaşa, diyor.Umut sandığın kadar da uzak değil.
Öpüyorum gözlerinden, yüreğinden öpüyorum.
Radyoda bir türkü, sonuna dek açıyorum;
“Eğil salkım söğüt eğil
…”
ERCİŞ-
28 Ekim 2016
Nuray KAÇAN-