Bir bulmaca sorusu yukarıdan aşağıya on üç harfli,en çok yabancı dil konuşulan ülke neresi ? Hemen insanın Türkiye demesi geliyor.Birbirini anlamayan,kuyusunu kazan,tuzak kuran bizden başka.Oysa cevap Papua Yeni Gine’ymiş.Sekizyüzyirmiden fazla dil konuşup anlaşabiliyorlarmış,ancak yüzde bir veya ikisi ingilizce konuşuyormuş.
Bir çocuk tanımıştım dört beş yaşlarında,hani ben onun kadar bilmiyorum desem yalan söylemiş olmam.İnanın bilmiyorum belki sizde bilmiyorsunuzdur.Bütün araba markaları bilinirmi ? markanın model detaylarına kadar.Bu renoult safran.Yok arakadaş,pes demek elde değil inan.
Annesi babası gurur duyuyor çocukları ile,haydi oğlum ingilizce bir şarkı söyle amcana diyor annesi.Elinde az önce bitirdiği çikolatanın kağıdı ile son yudumla biten kolanın kutusunu arabanın otomatik ön camını açıp yola attıktan sonra,başlıyor şarkısını okumaya.Oğlum nasıl amcası diyor anası.Çok güzel pek akıllı maşallah da,keşke bir iki araba markasının yerine çevre bilinci diye,sokaklara çöp atılmayacağını öğretseniz daha iyi olurdu deyiverdim.
Ağaç yaşken eğilir derler.onun kaçar tarafı yok.Bir ağırlık bağla as dala.İki yıl sonra girer istediğin yola.Lakin yine güneşe bakar göz ucuyla.Kimilerimiz bilmez aydınlığın nimetini.Olmazsa olmazdır güneş denen ışığın dünyamızdaki yeri.Yine gider bazılarımız karanlıktan içeri.Yoksa nereden çıkacak bu kadar üçün biri aymaz vede yobazı.
Ağaç da olsa doğrultur sen eğsen de başını,Filiz verir,çevirir yüzünü güneşten yana,geçer dal budak atmaya.
O çocuk birkaç ay sonra,soracaktır eğitmenine ;annem babamın cebinden uyurken para alıp çantasına koyuyor,bu dorumu öğretmenim.
Eğitimi kaçınılmaz bir pozisyona koymadığımız yolda,daha çok uğraşırız,ne olacak bu toplumun sonu,nasıl varılacak,birbirini anlayan ve saygı duyan o mutlu kalabalıklara.
Kalın sağlıcakla.