1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
662
Okunma
Yunus Emre,yazdığı "şiirler" dolayısıyla epeyce "haksızlığa "uğramış bir kimlik ve kişiliktir.
Gerek Osmanlı Şeyhülislamı Ebussuud Efendi’nin verdiği fetvalar gerekse de kendisinden yüzyıl kadar sonra yaşayan /yaşadığı varsayılan "Molla Kasım"ın şiirlerine yaptıklarına bakarak bunu açıkça görmek mümkün.
Bir gün Molla Kasım,bir su kenarında oturup,Yunus’un şiirlerini okumaya başlar.Her okuduğunu da bu "din dışıdır" deyip,yırtar ve suya atar.
Ancak en son satıra geldiğinde,bakar ki,
"Seni de sıgaya çeken Molla Kasım gelir." sözüne yer verilmiş/ veriliyor.
"Eyvah,ben ne yaptım? Bu benim geleceğimi yüz sene önce görmüş,ermiş bir kişidir" der Molla Kasım,hemen suya atılıp,yırttığı şiirleri toplamak ister.Ancak su alıp,götürmüştür.
Yere mıh gibi çakılır.
Ebussuud Efendi de,1545 ’te Şeyhülislam olur ve Yunus’un şiirlerini okuyanların "katledilmesi mubahtır" diye fetva verir!
Oysa Yunus’un çok etkili,güzel şiirleri vardır.
Bence en güzellerinden biri şu satırlarıdır:
-Gözsüze el eyledim,sağır sözüm anladı,
Dilsiz çağırır,söyler,dilimdeki sözümü.
Geliniz de bu satırları kelimelerin "dar anlamlarıyla" anlatınız bakalım.Hiç mantıki olmaz sanırım.
Ama oradaki "derinliği" gönül gözüyle görmek /anlamak bir başka güzellik.