7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3073
Okunma
Sana bir itirafta bulunacağım,kimliği belirsiz kadın.
Bir akşam üstüydü,gün batımı hiçte natüralist tablolardaki gibi alçaldıkça tılsımlı koyuluğa bürünmüyordu.Sarhoş bir ressamın fırça darbeleriyle devasa raslantılar olşmuştu sanki.
B iz bir gurup arkadaşdık.Bulunduğumuz binanın avlusunda ahşap banklara kurulmuş,21’inci yy’lın özelliklerini konuşuyorduk.Tartışmamız,çoklu bir monolog gibiydi.Fikirlerimiz aynıydı,yada aynılaştırılmiştı.
(evrensel) insan hakları,gezegenimizin küresel sorunları,ulus-devlet,toplumlar arası ademi merkeziyetçilik,AB,vb.konuları yanı sıra;kimisi J.J.Rousseau ile Fransız Devrimini,kimisi marksist tesbitlerin 21.yy "açmazları"na değiyordu.Ve,nasyonal sosyalistlerin insanlık suçu ise yeni kırıntı bilgilerle her kesin ortak vurgusuydu.
Hepimiz bu baloda kelebek maskelerimizle kendimizden memnunduk.hayatın bize sunduğu zemin kendimizi kandırmaya müsaitti.
Onca keşiflerimizin üstüne akşam yemeği iyi giderdi,acıkmıştık.
Derken,gök yüzünün hafif bulutlu olduğu doğu tarafından bir yel usul usul esti.Bulutlar çok alçaktaydı.Altlarından tutuşmuş gibi,koyu eflatun kızıl’la tonlanmıştı.Havada yoğun bir elektirik vardı,yağış olsaydı ne akımlar boşalırdı toprağa.Esintiden oluşan bir hortum üstümüze geldi.Her yanımızı toz bastı.Çeketlerimizi başımıza çekip hortumun geçmesini bekledik.Akım dindiğinde,bulunduğumuz yere rüzgarın attığı bir kağıt dikkatimi çekmişti.A/4’ün bir tarafına basılmış hüviyet bilgileriydi.
Sağ üst tarafta bir profil vardı.Profil,taşıyıcısının 60 yaşlarında çekilmişti.Yüzünün çizgilerine işlenmiş zorluklar insanı içine haps eden lirik bir destan gibiydi.
O yüzde anlamlar ve izle iç içe sinmilşti.
Ve,ben o yüzde kayıp olacak gibiydim.
Yüzündeki derinliğin gizemlerinden ürperiyordum.
Pek kentlilere benzemiyodun,belkide uzunca bir aradan sonra ilk kez bir şehir ile işin olmuştu.Kent,kentlilik neyi ifade ediyordu,senin için.Bu "medeniyet" kalbi yaşamına ne kanlar taşıyordu ki..
Evet, o göçmen bir kadın idi,bir dağ kadınıydı.Karalandığı kağıt parçası ise bir sağlık kurulu raporuydu.
Yaşama hakkı gerçekten kutsalmıydı?..
Yaşama hakkı gerçekten çokmu önemliydi?..
Rapor,imzalar ve uzm.heyet kaşeleriyle kirlenmişti adeta.Bu ihtiyar kadın ne anlam ifade edebilmişti bütün formalitelerin arasında..
Gözlerim gayrı iradi ruhumu yaralayan cansız profil taşıyıcısının kimlik bilgilerine kaydı:
Adı:....
Soy adı:....
Doğum tarihi:01/01/1931
Doğum YERİ:SEYYAR.
Ve,işte beşeri şuurumu kaybettiğim O AN:Doğum yeri:SEYYAR.
Ama,biraz önce tartıştığımız onca şey neydi?..
Biz insanlığın kozmopolitik rüyalarının yalancısımıydık..
yoksa profilin pembe gözlüklerimizi düşürmeyemi atılmıştı.
Utandım,o siyah-beyaz fotografa bakamadım.Kağıdı tersine çevirdim,boş saydım,katlayıp cebime koydum.
Ne zaman yolum dağlara düşerse müsveddenin birazını dağlara asarım.
Ne zaman yolum özgür,kendi başına akan nehirlere düşerse birazını sulara bırakırım.
zana..24/08/’08
(değerli arkadaşlar,bu yazıda sizinle paylaştığım olayda ne ufak mübalağa yoktur,ne yazık ki kurgusu gerçektir)