Tasvirlerini seviyorum.

şu hastalıklı yorgun gönlümüze bir de sen vur. o nasıl son öyle..

"bu aralar ne konuşasım, ne de yazasım var" diyene bakın hele:)
sen de böyle diyorsan ben gidim kendimi bi yerden aşağı fırlatim en iyisi:)...saçımı başımı yoldurtacaksınız bana sonunda ha...yanlış anlama bunu hızını kesmek için falan söylemiyorum...aksine çok güzel ilerliyoruz maşallah ne güzel...valla kıskanıyorum...

neyse bunları geçelim...şimdi önce mekansız'ın yorumunu yanlış okumuşum...sibel'in kedi olduğu yönünde duyumlar aldım...yazıyı okurken de allah allah! hiç de kediye benzer bi tarafı yok sibel'in ama benim gibi hayvankaçar birinin anlamayacağı şeyler bunlar sen daha mı iyi bileceksin onlardan diye de kendimi boşuna azarlamışım meğer...eh benim hatam tabi...önce yazıyı oku demi:)

yazının hemen girişindeki o iki cümle zaten damgasını vurmuş...gayet güzel...martı'lı kısmı da sevdim...güzel bi kıyaslama olmuş...

e yani genel anlamda güzel olmuş...rahat da okuttu kendini...ilk başta off çok uzun dedim ama cepten okuyana için yapılan yeniliğin gerçekten faydası dokundu...öbür türlü ekranı büyütüp kaydırarak zorlanıyordum...bu şekilde buna gerek kalmadı...

... yapma la böyle şeyler şu ölüm öldürme sonrası geride kalan hüznü böyle Tarif etme üzülüyorum la. sanki o anı yaşıyorum.

Sibeli ilk başta kedi sandım sonra tabi primat olduğunu anlıyoruz.
İnsan demedim hiç
senin insan ruhların genelde gidişleriyle ünlü çözdüm bu işi :)