Eğitim yetersiz ise sandık demokrasisi devleti batırıyor.
Yurttaş gerçek yararının nerede olduğunu bilemediği için yanlış yere oy veriyor.
Yurttaş bilemiyor, bilmesi olanaksız.
Yurttaş, geçim-gelecek derdinde, gerçekleri öğrenmeye zamanı, fırsatı ve gücü yok.
Yurttaş reklam, nutuk ve vaatlerin esiri oluyor.
Yanlış yere verilen oylar yurttaşı bir kat daha esir alıyor. Çözümsüz bırakıyor. Bu da devletin zayıflamasına, küçülmesine, darbelerle karşılaşmasına yol açıyor.
Sonuç olarak günümüzde eğitimsiz/cahil toplumlar sömürülüyor, zayıflıyor ve güçlülere yem oluyor.
Eğer denk gelir de dürüst ve yetenekli bir otorite yönetimi ele alırsa bu cahil toplum için en büyük şans olur.
HATAY ilimizin çok farklı özellikleri var. Bunlar genelde bilinmez veya gözardı edilir.
6 Kasım 1983 genel seçimleri 12 eylül 80 ihtilalinin ve 82 anayasasının ardından yapıldı. Yeni 3 partiden birinin başında B. Ulusu hükumetinin (Konsey hükumeti) cevval ve de takunyalı ekonomisti sn. T. Özal vardı.
Hatay/iskenderun insanı Türkiye geneline göre daha bilinçli ve daha toplumcudur. Haliyle bu durum seçim sandığına da yansımaktadır.
Sn. Özal İstenderun’da seçim konuşması yapar. Oylarınızı bana verin ki, nemayı beraber paylaşalım vurgulaması için bir fıkra anlatır. O fıkranın özü; bir leblebi ağzımıza atarken bir leblebi de şalvardan gagasını çıkaran ördeğe vereceğiz. Burada şalvardaki ile halk kastedilmektedir. Ona da bir leblebi vereceksin ki vak vak’layıp başına bela olmasın.
Seçim yapılır. Sn. Özal’ın partisi büyük çoğunlukla kazanır ve iktidar olur.
Ama İskenderun’da kaybetmiştir.
Sen misin oy vermeyen... İskenderun’u felaketler izlemeye başlar.
Kent köreltilir. Gelir kaynakları köreltilir. Bunlardan biri de Belen-Soğukoluk bataklıklarına saldırıdır ve tüm Türkiye alkışlamıştır. 1985 yılıydı sanırım. Sn Uğur Dündar orası ile ilgili TRT’de bir dizi yayın yapmış ve ününe ün katmıştı.
Sn. Kenan Evren (arkasındaki hinliği düşünmeden) sn Özal’ın Soğukoluk bataklığının kurutulması önerisine balıklama atlamış ve destek vermiştir sanıyorum.
Oysa sn. T. Özal’ın derdi intikamdı. %45 oy ile 400 MM’nin 211’ini almıştı ama İskenderun’da kaybetmiş, üstelik sevilmemişti.
Liman para basıyordu, il seviyesinde devlet yapılanması vardı, halk yobazları sevmiyordu ve bunu hissettiriyordu. Belen/ Soğukoluk bölgenin darphanesi gibiydi.
Sonradan Soğukoluk’un ismi değiştirildi, Güzelyayla (gerçekte de çok güzel bir yer) oldu ve şimdilerde rantçıların elinde.
HATAY çok büyük özellikleri olan bir ilimiz. 1939 yılında kıl payı oylarla Türkiye’mize katılmıştı. O yıllarda Cumhuriyet ve Atatürk rüzgarı vardı. Bu durum oyları bizden yana büyük oranda etkilemişti. Yani..?
İskenderun körfezi Akdeniz’in en stratejik yeri. Jeopolitik bir kilit noktası. Sn. İnönü, sn. Bayar ve ardı sıra gelen devlet adamlığından nasiplenmiş yöneticiler Hatay’ın bilincindeydi. Sokak politikacıları palazlandıkça devletin bekasına yönelik refleksler körelmeye başladı.
Sn Tayyip ve ekibinin berbat satranç oyununda ABD’nin son hamlesi şu: SURİYE ULUSAL DİRENİŞİ diye yeni bir örgüt kuruyormuş. Hedefi, Türkiye. Amacı HATAY’ı Suriye’ye katmak.
Oy sandığı için çalışanların yaşadıkları yurt pek umurlarında olmuyor.