Bir KÖŞE yazarı değilim malum. Ama bu yazımı da koyacağınız kıyıda KÖŞEDE bir yeriniz var ise ne mutlu.

Daha önce hiç KÖŞE kapmaca oynadınız mı diye başlayayım.

Mesela evde veya bir bahçede…

Nasıl oynanırdı sahi?

Ortada bir ebe vardı ve birkaç KÖŞEDE de bekleyen oyuncular, sonra bunlar birbirleriyle KÖŞELERİNİ değiştirirken ebe de onları yakalamaya çalışır ve yakaladığının KÖŞESİNİ kapardı.

Keyifli bir oyun bu çocuklar için.

Ama son zamanlarda artık bu oyunu daha çok büyükler oynuyor.

Hem de çok geniş bir alanda mesela Irak’ta mesela Mısır’da, Tunus’ta Libya’da kısaca tüm Ortadoğu’da.
Oyunun bu ‘’büyükler’’ için en keyifli mekânı Suriye oldu herhalde ki orada hala oynuyorlar.

Üstelik bu oyunun milyonlar hatta milyarlarca ‘’seyircisi’’de var.

Bu oyunun bir de Ortadoğu’da ki KÖŞELERİNDEN bahsetmek lazım.

Fırat nehri kritik bir çizgi tabi orada.

Herkesin köşesi belli; Kamışlı, Tel Hamis, Serekaniye ve Kobani PYD KÖŞESİ.

İdlib, Dera ve şu an alınan Cerablus ÖSO’nun KÖŞESİ.

Halep, Şam, Tartus, Lazkiye ve birkaç kent daha şu an ki rejimin KÖŞESİ.

Rakka, Haseke, Elbu Kemal ve birkaç kent daha IŞID’din KÖŞESİ.

İşte böyle daha bir çok KÖŞE var.

Ha unutmadan söyleyeyim bizim ülkemizi de bu oyuna aldılar. Yani bizimde artık bir KÖŞEMİZ var.

Oyunu takım elbiseli ve askeri üniformalı ‘’büyükler’’ oynuyor hem de müthiş silahlarla.

Eh, yalnızca milyonlarca ‘’sivil’’ ve ‘’halk’’ ölüyor değil mi?

Ama bu oyuna sessiz kalan veya bu oyunda ki ‘’oyuncuları’’ destekleyen milyarlarca ‘’gladyatör seyircileri’’ oldukça ’’büyükler’’ bu oyundan sıkılmaz aksine daha da mücadeleci bir oyun sergilerler.

Neyse ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim ve KÖŞEMİZDEN izlemeye devam edelim.

Herkese iyi seyirler.