Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
sa
sabri ayçiçek

Hayatımdaki üçgenler !

Yorum

Hayatımdaki üçgenler !

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

676

Okunma

Hayatımdaki üçgenler !

Hayır hayır ders gibi üçgeni anlatacak değilim.
Biraz kendi hikayemi anlatacağım ve çoğu kez "üçgenle" muhatap olduğumu da...
Ve bir metafordur bendeki "üçgen" kavramı.
Bildiğimizden hareketle daha "anlaşılmaz" olana bir anlam yüklemek içindir bu.Bir tür yolculuktur da denebilir hayat yolunda.Çünkü en çok "anlamı" bu metaforda buldum ben:Üçgendi karşıma çıkanlar ya da benim gördüklerim.
En azından hayat bir "düz çizgi" değildi.İnişler,yokuşlar,kırılmalar,yanılgılar vardı;belki bundan "sevdim" daha çok üçgeni.
İlk karşılaştığım kavramlardan biri "Hayek’in Üçgeni"ydi:
60’lı,70 ’li yıllar iki kutuplu dünya gibi,hayatı da iki "uçtan "görmek gibiydi neredeyse.Bir yanda "sağcılar",diğer yanda "solcular".
Ama hayat bu kadar "basit" olamazdı!
Hayek bize, bunun yetersiz kaldığını net olarak anlatmakta ve kesin doğru olmamakla birlikte,daha doğru "değerlendirmeye" davet etmekteydi.
Hayatı üçgen gibi görebiliriz;her köşesinde de insanları "besleyen" birer düşünce akımı:
Sosyalizm(Ki topluma vurgu yapmakta.);liberalizm (Bireyi öne çıkaran anlayış.);muhafazakarlık (Geleneğe vurgu yapan anlayış ya da görüş.)
Okudukça bu "üçgeni" sevdim!
Sonra demokrasi zihin jimnastiği yaptığım bir kavram oldu hep."Özgürlük" idi ana paradigma!
Ama nasıl sağlanırdı bu?
Ve nihayet onun da üç ayağı olduğunu gördüm.Ya da o da bir "üçgen" gibi düşünülürse daha doğru olabileceğimizi düşündüm hep."Anlamlandırmada" da buradaki "üçgen" kılavuzum oldu.
Bir açısında "düşünce ve düşündüğünü ifade etme hakkını",bir açısında "din ve vicdan hürriyetini",bir açısında da "iktisadi özgürlüğünü" gördüm insanın.
Hatta buna "sacayağı" da dedim çoğu kez.
Dikkatlice bakarsak demokratik ülkelerde üç yönetim biçiminin de var olduğunu görürüz.Üçgenin her bir açısı yerinde durur gibi:
1-Parlamenter sistem,2-Yarı Başkanlık sistemi, 3-Başkanlık sistemi.
Uzun dönem kamu hizmetimde bulundum.
Hizmeti sunarken işimi çabuk,doğru ve eşit yapmak ana ilkemdi.Kısaca burada da bir üçgen çıkıyordu karşıma:"Ç-d-e üçgeni."
Çabukluğun karşılı idi "ç";doğruluğun yerine "d";"e" de eşitliği ifade etti bana hep."Anlamlandırmama" yine bir üçgen yetiyordu.
Ve "üçgenin" zaman zaman tartışma konusu olduğuna da tanık oldum eğitim tarihinde,özellikle de "medrese geleneğinde".
12.yüzyılda Fahreddin Razi’nin (1149-1209) "Kıblenin yeri ancak geometriyle tespit edileceği için bu ilmi öğrenmek Müslümanlar için farzdır."deyişine de tanıklık ettim; "Onların akla dayanan,düzgün ilimlerinden biri geometridir ki,ne dünya saadetine,ne ebedi kurtuluşa faidesi yoktur.Bir üçgenin iç açılarının toplamı 180 dereceye eşittir demek ve bunu ıspatlamak insanlığa ne kazandırır ?" diyen ünlü tasavvuf bilgini İmam Rabbine’ye (1563-1625) rastladım bir yerlerde.
Eğitim-öğrenim "dünyasında" da birer üçgen görmek mümkündür:
Eğitim (terbiye);öğretim (tedrisat); öğrenim (tahsil).
Bunun Latince-İngilizce karışımı arka planında da "üçgen" var gibi:
Education (eğitim);educate (eğitmek ); educare (öğrenim).
Beslemek,büyütmek,ileriye taşımak anlamında kullanılmakta "educare" ve "süt emzirme" olayıyla bağ kurulduğu görülmektedir:Çocuğun gönüllü,annenin de "mutlu" olduğu an!Yani çocuğun etkin alıcı olması esastır denebilir buna.Öğrenim de budur işte!"Talep edenin "olması!
Sonra hepimizin kimlikleri vardı ve halen devam etmekte belki:
Sağcı,solcu,liberal,Kemalist,dindar,muhafazakar,çevreci,anti-kapitalist gibi.Ama ya kişiliklerimiz !
Bir yazar buna "hüviyet yetmez,şahsiyet gerek "derken çok haklıdır bence!"Al hüviyetimi ver şahsiyetimi,sabah,21 Ağustos,Haşmet Babaoğlu.)
Ve demokrat olmanın bir "kimlik" değil daha çok bir "duruş" ve "anlayış"kısaca "kişilik" olduğunu savundum hep.
Şu "üçgende" olduğu gibi o da.
Hayata siyah-beyaz bakmamak,düşman yaratmamak (Gel de Necip Fazıl’ın iki satırlık ironi yaptığı şiirine hak verme:
Hey düşmanım,sen benim ifade ve hızımsın,
Gündüz geceye muhtaç,bana da sen lazımsın! )
ve farklı olana saygı göstermek ve haklarını savunmak gibi.
Bir üçgenin birer köşesine bu "anlayışlarımızı" "cuk" diye oturtabiliriz bence.
Ya da şöyle demek mi lazım ?
Oturtabiliriz (mi)?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hayatımdaki üçgenler ! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hayatımdaki üçgenler ! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hayatımdaki üçgenler ! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Şaban  Kalyoncu İskeçevi
Şaban Kalyoncu İskeçevi, @saban-kalyoncu-iskecevi
21.8.2016 16:38:54
Üç noktadan bir düzlem geçer, ayağını yere sağlam basmak isteyenler için uygundur, bir, iki... noktadan sonsuz düzlem,

Dışarıdaki sonsuzluk, insanın gönül sonsuzluğun yansıması,

Mevlana nın pergel metaforu, üçgen Newton bakışı, Aynştayn izafiyet, daha ilerisi, Kuantum fiziği, vahdet, daha derinlere açılmak gerekir kanımca, saygılar sunarım.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL