Canlılar yeryüzüne geldiği andan itibaren mücadele etmek durumundadır
Mücadele etmeyen canlının dünyada kalamayacağı gibi yanlış mücadeleler de canlıyı bu dünyadan gönderir. Mücadelenin türü, zamanı ve niyeti canlıdan canlıya değişir.
İnsanoğlu dünyanın halifesi olduğu için mücadeleler içerisinde en şanslı ve aynı zamanda en dikkatli olması gereken canlıdır.
Canlıların birçoğu sadece dünyada kalmak için mücadele ederken insan dünyada kalmanın yanında dünyayı yönetmek içinde mücadele vermektedir.
Canlılar dünyadaki mücadelelerinden sorumlu değilken insanoğlu dünyadaki mücadelesinden sorumludur. Bu da insanoğluna yüklenen bir yetkiden kaynaklanmaktadır.
İnsanoğlu bu dünyada misafir olduğunu, buradaki imkân ve eziyetlerinin bir gün biteceğini, yaptıklarından dolayı eza veya safa süreceğini unutmamalıdır.
İnsan kendini bildiği müddetçe yeryüzünde huzur ve mutluluk içerisinde yaşayabilir. İmkân ve eziyetin etkisinden kurtulamayanlar dünyalarını kaybettikleri gibi ahiretlerini de zindana çevirirler.
İmtihan dünyasındaki insan devamlı nefsiyle mücadele etmelidir. Bir an rehavete düşmesi kendisinin yenilmesi demektir.
Üç günlük dünya hayatı için güç, zenginlik, güzellik ve rahatlık isteyenlerin imtihanları daha zordur.
İnsanlar önce kendilerinden başlamak üzere bir güç ve hâkimiyet hırsına kapılmaktadırlar. Bu hırs gittikçe çoğalan ve dünya egemenliğine kadar büyüyen şeytani bir duygudur.
Biz biliyoruz ki başarılan veya kaybedilen her işin sonucunda ilahi bir takdir vardır. Bu takdiri kabul etmeyenler kendileriyle birlikte hareket edenlerin de yok olmasını neden olmaktadırlar.
Dünyayı ne kadar sahip olursak olalım hiçbir zaman haktan ve adaletten ayrılmamalıyız. Önemli olan güçlülerin adaletli, zenginlerin cömert olmasıdır.
Dünya adaletten ayrıldığı günden itibaren yaşanmaz olacaktır. Adaletin olmadığı, hak ve hukukun tanınmadığı dünya hayvanlar âleminden farksızdır.
Kendini, hırs ve egoları ile bitirenler yanlarındaki birçok kişiyi de yok edip giderler. Dünyada kendi fikirleriyle yaşayamayanların sonları korkunç olur.
Milletimiz büyük bir demokrasi savaşını alnının akıyla atlatmıştır. Bu savaşı demokrasi adına ahkâm kesen hiçbir millet bu kadar başarıyla atlatamazdı.
Bundan sonra bizim yapmamız gereken çok daha önemli işlerimiz vardır. Milletimizi birlik ve beraberlik halkası içerisinde kenetleyen bu hain plan bizlerin daha sağlam ve inançlı olmamamızı sağlamıştır.
Yetmiş dokuz milyon olarak istiklalimize ve istikbalimize göz dikenlere karşı bir kere daha duruşumuzu, gücümüzü ve inancımızı göstermiş bulunmaktayız. Hiç kimse türkün sabrını test etmeye kalkışmasın.
Daha güçlü adımlarla yoluna devam eden milletimiz bütün fertlerini kucaklayarak mutlu ve aydınlık günlere gitmek için demokrasi, adalet, hukuk, eşitlik, birlik, beraberlik ve kardeşlikten taviz vermemelidir.
Milletimizin arasına sokulacak fitne ve fesatlara karşı uyanık olmalıdır. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin maksatları bellidir.
Böyle zamanlarda kendi şahsi çıkar ve kinlerini iftira ve ispiyonlama yöntemi ile açığa çıkaranların vatan ve millet sevgileri sorgulanmalıdır.
Vatan ve millet düşmanları en ağır cezalara çarptırılmalıdır. Suçu olmayanlar da biran önce aklanmalıdır.
Milletimiz vatanımızı bölmeye çalışanlar da dâhil hainlere bir daha yol vermemelidir.
Muhabbetle!..
10.08.2016
Osman GİRGİN
osmanlıhaber.com
[email protected]