Toprağın altında kefensiz yatan insanların Aziz hatırılarını incitmek bir yana kemiklerini sızlatan beceriksiz bir yönetim ve bu yönetime gaflet delalet ve hatta ihanetle kastedeten terörist bir yapılanma...
Hangisinin daha acı olduğu millet açısından utandırıcıdır... Devleti millet adına yönettiğini zanneden hükümet meşrutiyetini kaybettiğinin farkında bile değil...
Şayet bu kalkışmayı millet engellediyse, ki hükümet dahil herkes öyle olduğunu düşünüyor, milletin arkasına saklanıp kanun hükmünde kararnamelelerle 100yılık eğitim kurumlarını hangi akla hizmetle kapatıyorlar... Üstelik 1000 yıllık imparatorluk mirasının otel yapılacağı imalarıyla... Biz bu filmi görmüştük, kabenin etrafındaki Osmanlı kalesinin Fransız kârhanesine dönüştürülmesine ses çıkaramayanların bu ülkede de böyle kalkışmalarda bulunmaları ibret vericidir... Ülkenin eğitim kurumlarını teröristlere peşkeş çekenler bu sonucun mümessilidirler... Şayet gerçekten maksatları üzüm yemekse işe bu ülkede faaliyet gösteren yabancı okullardan başlayabilirler... Tevhid-i tedrisat kanunu’nu iç edenler kurumlara değil kurumları işgal eden ve buna sebebiyet verenleri adalet önüne çıkarmalıdır... Devlet yönetmek millet adına yetki kullanmanın ölçüsü hesap verebilir olmaktır... Kandırılmak ve aldatılmak devlet ciddiyetinin kabul edebileceği ve hukukun hoş görebileceği bir şey değildir... Kandırılmış ve kötü yola düşmüş olmak devleti millet adına yönettiğini söyleyen insanların söyleyebileceği söz değildir... Hükümet etmenin ne anlama geldiğini bilmek gerek... Zira devlet yönetmek şirket yönetmeye benzemez...
Devlet yönetmek tarihi birikim, bu birikimden süzüle süzüle oluşturulmuş kurumlar, bu kurumlarda yetiştirilmiş felsefi, edebi, bilimsel, yüksek sanat ve ahlaka sahip her daim hakkın yanında saf tutan insan kalitesiyle olur...