Hem dünyanızı mahvettiniz hem de ahiretinizi...
Değer miydi..!
Böyle bir girizgah ile başlamak istedim yazıma
Bu sualleri sorarak
Aklımı, dahi vicdanımı zorlayan bu düşünceler ile
İnanan, müslüman olan, Allah’a(cc) zerre kadar sevgisi olan zayıf bir insan olsam dahi, o sevginin hatırına O’ndan ümidini yitirmeyen ve sâdece O’nun rızasını kazanmanın, dünya ve ahiret kurtuluşu olacağına kesin olarak inanan biri olarak, sormak istedim sâdece
Bu insanlara...
İnandıkları, bağlandıkları, fikirlerini benimsedikleri, ellerinden tuttukları, abileri ve Ablaları...
Neydi amacınız
Neydi maksadınız
Hayatınızı ve ahiretinizi mahvetmeye değecek kadar
Neydi gerçekten emeliniz
Yazık ettiniz,
Yazık...
Çok yazık...
Adına her ne derseniz deyin
İster yol, ister görüş, ister ideoloji
İsterseniz hayat gâyesi
Ya da uğruna adanmışlık...
İnsanı insanlıktan alıkoyacak kadar
Sağır, kör ve şirazesizliğe itecek kadar
Yüreğinizi, kin, öfke, ve nefret kavramlarına esir edip, vicdanlarınızı köreltecek kadar
Ne içindi bu kadar uğraş, çaba ve gayret
Neydi bu kadar zamandır plan ve projeniz
Neydi sahip olmak istediğiniz
Neydi bu kadar değer verdiğiniz
Kendinize daha da fazlasını istediğiniz neydi
Neydi sizi böyle kör eden
Neydi sizi bu kadar acımasız eden
Neydi sizi böyle insanlıktan mahrum eden
Neydi sizi Allah’a kul olmaktan alıkoyup
Kula, köle olacak kadar, en aşağılığa düşüren şey...
Yollara, görüşlere, ideolojilere
Her ne diyorsanız o inandığınız ve yaşadığınız şeye
Böylesi esirce yaşamayı nasıl layık gördüğünüz kendinize
Hiç mi insanlıktan nasîbinizi almadınız, zerrece...
Hiç mi sevmediniz gerçek bir iman ile
Yada hiç mi korkmadınız Allah(cc)’dan birkez olsa bile
Ki; Allah(cc)’ın rızasını gözeterek sevmek, sevgilerin en yücesidir...
Birkez okusaydınız gerçek bir teslimiyet ile, sevgi üzerine kurulu o güzel sözleri, (Bakara-165) Allah’a sevginin ne olduğunu bilirdiniz
Allah(cc)’ ın rızası için değil de başka çıkarlar için zehirlenen, o düşünce ve kalplerin ne denli bozuk ve ağır tahribata uğradığını...

Hiç mi görmediniz veya göremediniz
Yada görmek istemediniz..!
Hiç mi aklınızdan geçirmediniz sonumuz ne olur diye
Herşeyin bir bedeli var diye
Ettiğimiz herşeyin birgün hesabı sorulur diye
Hiç Düşünmediniz mi
Düşünemediniz mi..!
Yazık öyleyse
Yazık sizlere...
Çok yazık...
Allah(cc) düşünesiniz diye vermiş o aklı sizlere
Eğriyi, doğruyu ayırt edebilesiniz diye
Kendi irâdenizi kendiniz yönetebilesiniz diye...
Ne beden, ne fikir ne de irâde ile
Birşeylere, yollara, görüşlere, ideolojilere esir ve köle olasınız diye değil
Sâdece Rabbimizin rızasını kazanabilelim diye
Dünya ve ahiret imtihânından geçebilelim diye
Hür ve özgürce
Yaradılış gâyemize uygun bir şekilde yaşayabilelim diye....
İnsan gibi, varlığın en değerli ve şereflisine yakışır bir şekilde
Düşünmek için verildi, bu akıl ve bu irâde bizlere...
Ama asla sizler gibi olmak için değil
Sizlerin yaşadığı gibi değil
Sizlerin inandığı gibi değil
Sizler gibi anlamsız, amaçsız
Maksatsız, çâresiz, şirâzesiz, irâdesiz, kimliksiz...
Vicdansız, ahlaksız, acımasız...
Vatansız, topraksız, bayraksız...
Milletsiz, devletsiz...
S e v g i s i z degil...

Değer miydi söyleyin şimdi
Neleri kaybettiginizi bir bilseydiniz keşke
Bu rezil, rüsva ve alçakça hareketin içinde olur muydunuz
Vatanınızı
Devletinizi
Milletinizi satar mıydınız
İrâdenizi satar mıydınız
Dünyanızı ve ahiretinizi perişan eder miydiniz!
Düşünmeye mi başladınız
Ama çok geç kaldınız
Sizler bu imtihândan kaldınız...

Bu millet
Bayrağını, vatanını, devletini seven bu millet
Canı pahasına sevip, koruyan bu millet
İşte onlar kazandı...
İşte onların adları tarihe kazındı
Ve onlar büyük destan yazdı...
Darbeye Karşı
Milletin Güclü irâdesi Kazandı...
Ne mutlu...
Çok şükür...
Bin şükür...