şu intihar kısmıma kadar bana bir düşün parçalanmış hali gibi geldi hatta o intihar diyaloğunda gülümsedim. Bana köprüde intihar eden adama atlasana be diyip adamın intiharına sebep olan kadınları hatırlattı. Tabi buradaki abla olaya başka bir bencillikle bakıp atlama diyor.
aslında şu ara yeni köprümüzden ilk intihar edecek kişiyi merak ediyorum.

Selimiye köyüne ben hiç gitmedim elbette yukarılarınada çıkmadım.
ama yalova dağlarında ben çocukken siyah ayılar yaban domuzları ve kıl kurtları olduğunu biliyorduk. Tabi en son ayının yıllar önce görüldüğü varsayılırsa belkide ayı kalmamıştır.

bence orada motora atlayan kurt muhtemel bir dişi şu anda yavruları doğmuş olmalı insan sesinden ve mekanik seslerden korkup koruma içgüdüleriyle saldırıp kaçmıştır.

dağlar ve ıssızlık hayvanlarındır biz insanlar mekanik canavarlarımızla otoyollarımızla onların alanına girip onları korkutup birde öldürmeye çalışırız.
oysa hayvanlar yılların birikimi ile insandan kaçmayı iyi öğrenmiştir ve biz onları giderek daha da köşeye sıkıştırmaktayız. şimdi bu köprü açıldı İstanbul yalovaya alacak deniyor Marmaradaki nadir yeşil kentlerden olan Yalovanın işi bitecek o zaman.

düşünsene eskiden anadoluda aslan vardı artık yok
birgün gelecek buralarda eskiden kurt varmış denecek yada ayı.

misal dün vaşak gördük biz ( giresun) böyle güzel bir hayvan olamaz öyle güzel ama ölesiye tehlikeli.

hayatın içindeki kimi insani şeylerde öyle öyle güzel ve öyle tehlikeli.

şu ölüm ve öldürme diyaloğu fazla kurtlar vadisi izlememeli bu ülkede insanlar.
klavyeden vuran kranlar bak bu solcu olsun sağcı olsun para varsa bedelli isterler ama internet başında bordo bereli olurlar.

insanlık kısır bir döngüde
ölüm ve doğum arasında...