Dürüstlük erdemdir,vefa ise dostluğun,minnettarlığın
ikili ilişkilerin olmazsa olmazı,vicdan ise hata ve doğrunun sınırı dır.Bugün halet-i ruhiyem dürüstlük,vefa ve vicdan üçlemesini irdelemem için şiddetle bana ısrarcı davrandı.
Sıfatı ve lakabı dahi EL EMİN olan hayatında kendisinden tek bir yalan bile duyulmayan bir peygamberin ümmeti olarak bizler ne kadar doğruyuz,ne kadar dürüstüz,ne kadar erdemliyiz,ne kadar vicdanlıyız ve ne kadar vefalıyız.
Kime sorarsanız doğruluğu,dürüstlüğü,cömertliği kendine düstur edinmiş adeta vicdan ve vefa abidesi herkes heykeli dikilecek insan,kendimizin bile inanmadığı yalanlar söylüyor ve bir süre sonra buna kendimizi de inandırıyoruz.Öylesine vicdanlıyız ki
hayatımız da hiç görmediğimiz insanların yaşam hakkını ellerinden alıp gözümüzü bile kırpmadan topluca katledip,suçu günahı olmayan küçücük çocukları öldürebiliyoruz ve öylesine vicdanlı öylesine cömertizki,zihinsel engelli garipleri,evsizleri,kimsesiz mazlumları kaçırıp organlarını para bende güç bende diyen kodaman şerefsizlerin organ bekleyen yakınlarına satabiliyoruz ve öyle namusluyuzki körpecik bedenleri
salyası akan şehvet perest kudurmuş köpeklerin önüne meze yapıp atabiliyoruz.
Uyuşturucu ve fuhuş sektörü 10.11 yaşındaki çocukları zehirleyip aleni pazarlarken ve bu sektörün büyümesine sebep bir piyasanın olduğu yerde kimse bana dürüstlükten,vicdandan,vefadan ve hatta insanlıktan bahsetmesin.
Dürüstlük EL EMİN’e uymaktır,vefa dost ikliminde açan güldür dost ise deniz kenarından önce birer birer toplayıp sonra tek tek denize atarken kimini atmaya kıyamayıp sakladığımız taşlar gibidir.Erdemli ve vicdanlı olmak bunların tamamıdır.
Aç gözlülerden DÜRÜSTLÜK,soysuzlardan VEFA,namussuzlardan VİCDAN beklenemez.
Şimdi soruyorum size,hangimiz dürüst,hangimiz doğru,hangimiz erdemli,hangimiz vicdanlı,hangimiz vefalıyız.
Faruk Saatçı