8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
928
Okunma
Bir araya gelindiğinde, özellikle çocukları olan ebeveynlerin ortak dertlerinin başında, hayırsız evlat yakınmalarıdır. Ama bu sebepli-sebepsizdir.
Geriye dönüp acaba neden bu çocuk böyle oldu sorusunu sormadan.
Acaba bu çocuğun böyle olması, biz ne gibi bir katkı sunduk acaba.?!!
Öyle lafı çok uzatmadan birkaç cümle ile yapılan hataları söyleyelim.
Çocuk erkekse, zaten sözün bittiği yerdeyiz.
O doğuştan paşadır. Her hali ile paşa. Ukalalık yapsa bile, erkektir yapar. Dokunulmazlığı vardır. Soyun devamıdır. Oğluma söz söyleyeni mıhlarım mantığı.
Eğer çocuk kız ise, yandı gülüm keten helva idi bir zamanlar ama sonradan yüzde sekseni kentte yaşayan insanlar olarak, prensesler ordusu yetiştirdik. İş yapmasına izin vermedik. Erkek çocuğu gibi sorumsuz ve sınırsız yetiştirdik.(feodal ilişkiler içinde olanlar dahil değil)
Bu anlattıklarım evdeyken yaşananların yüzde 90’ın ı oluşturur.
Birde evlilik sonrası yaşananlar var. Kız veya erkek annesi ayırmaksızın aynen şu yaşanır.
Evli kızı, çalışsın, çalışmasın damadı ev işlerinde yardım ediyor ise, ‘’damat çok iyi çocuk, kızım çok mutlu.’’olur.
Ama aynı şeyi kendi oğlu yapıyorsa,
Oğlum, çok şanssız, gelin hiçbir iş yapmıyor, kendi yapması gereken işleri bile, oğlum işten gelip yapıyor, nereden bulduk bu kızı şeklinde yakınmalar başlıyor.
Suçlu ararken, aynaya hiç bakmayız nedense.?
Zaten sistem, aşırı özgüvenli insan yetiştirme adına, ukalalar ordusu yetiştiriyor, onun hiç farkında olmadan.