(20 yıl önce)

Gülistan ile Mehmet’in siyasi düşünceleri farklıydı.Mehmet, Deniz Gezmiş hayranıydı.Deniz Gezmiş’in genç yaşta idam edilişini anlatırken sanki ondan bir parça koparıyorlardı.
Gülistan’a göre:
Neden bir anarşist bu kadar ilahileştiriliyordu?
Bizim bozkurt ülküsüne dayanan bir soyumuz vardı.Ülke içinde bölücülük çıkarıp kendini ayrıştırmaya ne gerek vardı.
Gülistan, Mehmet’in bu düşüncelerinden oldukça rahatsızdı.Sadece onunla bir ırmağın kıyısında olmak suyun nefesini duymak, havayı solumak istiyordu.
Gizlice Mehmetin gözlerindeki deryanın sonsuzluğunda kaybolmak istiyordu.
Hem Mehmetle akşam bir partiye gideceklerdi.
Ne kadar mutluydu.
Saatler geçmek bilmiyordu yağmur olanca şiddetiyle yağıyordu.Pencereden gözlerini alamıyordu.
Ev arkadaşları zaman zaman alay ediyorlardı.
- Kız bir erkek bu kadar sevilir mi?
Yarın bu kadar sevildiğini anlarsa sana acıların en kötüsünü yaşatır.Bu erkek kısmına duygularını pek belli etmeyeceksin….

-Zaten hiç söylemedim ki dedi Gülistan.

Aslında tüm dünyaya haykırmak istiyordu Mehmet’i sevdiğini.
Toplumsal baskıyla bir şekle girmemeliydi .
Ama ,bu sefer de Mehmet onu hafif kız olarak algılasa daha mı iyi olurdu.
Ağlamaklı oldu bırara.Çünkü Mehmet onun için gölgesinde barındığı bir çınardı
Yıldızlar ay ışığı eşliğinde ona seranat yapıyordu.Yağmurun gökyüzündeki dansı onun yüzüne dokunmaktandı.
Saçlarını sevdiğinden ıslatıyordu.
Az sonra Mehmet ufukta belirdi.Aman Allah’ım ne kadar da yakışıklı olmuştu.
Saç,sakal gitmiş yüzü ay gibi parlıyordu.

Gözlerim görünce gözüm kamaştı
Sandım ki doğuyor gökten ay oğlan

Böyle bir türkü söylemeliydi ona.Koşarak gidip sarılmalıydı.
Ya bir gören olursa?
Bu düşüncelerle merdivenlerden koşarak soluğu Mehmet’in yanında aldı.
Yüzünü tembihlemişti gözlerine de ceza vermişti.
Sakın kalbimin sırrını açığa vermeyin.


Melahat DEMİR