Ben 21 yaşında bir gencim...
Şanslıyım, çünkü büyüdüğüm semtte 21 yaşına gelip genç kalabilmek zor iştir.
Çabuk büyür bizim semtin çocukları,"mayası dert olanın bileği mert olur" diye bir söz uydurup durumun gerekçesini anlatayım size.
Ne diye çabuk büyüdük bu kadar?
Ben ilk paramı kazandığımda paranın ne olduğunu idrak edemeyecek yaştaydım misal. Paranın, kabarmış veresiye defterinin pis bıyıklı bakkalın yüzüne yansıttığı nefreti tebessüme çevirmek için kullanıldığını anlayınca başladım büyümeye. Belki de bu yüzdendir hâlâ önünden geçerken “Elimizde büyüdü kerata” der. Pis bıyıklı bakkalın kirli ellerinde büyüyen kirli bakışlı çocuklarız biz .Yaşıtımız olup hâlâ çocuk kalabilen başka semtten çocukların ailelerinin sıkı sıkıya tembihleyip "uzak dur" dediği potansiyel suçlularız. Bu sebeptendir ki mahallemizdeki çocuk parkından polis eksik olmaz. 15 yaşındayken sigara içmenin ve adam bıçaklamanın okuyup adam olmaktan daha saygın bir şey olduğuna inanıp biraz daha büyürüz aptalca. Hele bir 18 imiz vardır ki hayatı sırtlanıp yürümeye başladığımız o an başlar işte tüm mesele. Gözlerimizde ceset donukluğu, hissiyatsız, ezilmiş, yorgun... 19 olamadan yaşlanırız velhasıl. Belimiz bükük, başımız önde yürürüz.
Şanslıyım dedim ya, bizim semtte 21’i gören ve anlatmaya takati olan insan şanslıdır. Kimi çoktan unutmuştur konuşmayı, kimi anlatsa da anlaşılmaz. Dram filmlerinin ucuz figürasyonları gibidirler; ister bedenini satan bir kadın, ister uyuşturucu krizindeki bir adam olsun, zihninizde filmin sonundaki öpüşme sahnesinden daha fazla kalmazlar, ne acı! Biz kirli semtin kirli yüzlü çocuklarıyız hâla çocuk kalanlarımız varken yüzümüze bakıp gülümseyin. Gülümseyin ki tebessümü pis bıyıklı bakkalın veresiye sattığı bir şey olmadığını bilelim. Gülümseyin ki çocukluğumuzu veresiye defterlerinde unutmayalım…
Saygı ,Sevgi ve tebessüm ile selam olsun tüm kirli yüzlere.