Görmemiştim böylesini; park kenarında sıralı kavak ağaçlarını kesmeye gelen görevliler, yaprak açmadığı için yüksek dalında yuva yapan karga sayesinde, ağacın kesilmesini önledi.

Uzaktan görüp fotoğrafladığım olayın etkisinde iken, ağaç kesim yerine tehlikeye aldırmadan yaklaşarak çalışanların âmiri olduğunu sandığım kişinin yanına yaklaşıp- minnet duygumu ve gönül teşekkürümü sundum; yetkili dedi ki; "bir insanı anasından ayırmanın ne kadar günah olduğunu biliyorum. Seni, annenden nasıl ayırabilirim ki!?"

15 Adet sıralı kavak ağacından sâdece bir tânesi, yarı-belinden kesilmedi.

Gün bugün...

İnsanlığı öldürmeye çalışıyoruz...
Biz ölüyoruz... insanlık ölmüyor; ölse idi, asırlar önce ölmüştü.
"Osmanım öldü diyenler, kendisi girsin mezara": Türkü sözü.

Yok canım öyle şey mi, olur?... şeytan, insanın aklına neler getiriyor.

Ağaçlar, kuş cıvıltısı ile güzel... karga sesi bile olsa...
Bu karga yuvasını unutmayacağım; gözümle gördüm, karga,
bütün bu tehlikeye karşı yuvasından ayrılmadı.

Şu göç edenlerin Ege Denizi’nde delinen plastik botlardan denize düşerek boğulduklarını düşünüyorum da keşke diyorum, karga kadar yuvaya sahip çıksa idiler ve bedenleri,
vatanlarında kalsa idi!.

Bize edilenlerin âhı mı, diye içimden geçiriyorum ancak yüreğim derinden sızlıyor ve
çoğu görüntüleri seyredemez ve haberlerini dinleyemez oldum!.

Karganınki kadar, Vatan sevgisi yeter.
O da bir can kurtardı bugün, Kavakmeydan Mahallesi, Kavaklı Parkı’nın bir kavağını.

Sağlıkla kalınız...

kadiryeter Kadir Yeter. 13 NİSAN 2016 Çarşamba. TRABZON.