2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1264
Okunma

FERDA-5-
’Hey! Ağaçlar, kuşlar, deniz...söyledim, çok şükür.’ dedi içinden Ferda. Omuzlarından büyük bir yük kalkmıştı. Şimdi, şurada Songül olsa; ona dese ki: ’ Valla Songülcüğüm, tamamıyla bir aldanmaydı benimkisi, fakat şükürler olsun anladım doğrusunu.’ Yarın, inşallah Songül’ü görür de bunları söylerim, diye düşündü. Kurt gibi acıkmıştı; sofrada ne var ne yok silip süpürünce, Ayten bu kızın günü gününe uymadığını endişeyle izledi. Süleyman, gidince özgürlük fazla geliyordu kızlara. Yelda ve Elif, bıraksalar televizyonda ne var ne yok, hepsini izleyeceklerdi.
Oya, kaderine küsmüştü, Mahir’den umut yoktu; ondan iyi ya da kötü bir haber beklemiyordu artık. Eğer, Mahir’den bir haber gelseydi; biliyordu ki, bu, kötü bir haber olurdu. Belki de Oya’nın tek tesellisi, onu hayatta tutan tek şey bu kötü haber ihtimaliydi. Öyleyse bir an önce bu evden kurtulmalıydı; ama nasıl? Oya, iş güvencesi olan bir mesleğim olsaydı, çeker giderdim. diyordu ya, kolundaki altın bileziğin farkında değildi. Terzilikte başarılıydı, diktiklerini herkes beğeniyordu. Fakat o, gerçek mesleğin bir devlet memurluğu olduğuna inanmıştı. tek yol kalıyordu geriye, evlenip gitmek. Uygun bir talip çıkarsa neden olmasın, demeye başladı.
Ayten’in etekleri zil çalıyor, Güzin mezun olacak. Bir kızı hayata atılacak. Güzin, stajlarını başarıyla geçmiş, başvuruları bitirmiş, artık tayin bekleyecek. Ferda’ya, seneye de sen okul kazan git, hayatını kurtar, diyordu, hem sıkıştığında Güzin sana yardım eder. Yelda heyecanlı, orta okula başlayacak, seneye Ferda’yla gidip gelecekler okula. Ayten, en iyimser hallerindeyken bile, içini buran tek kızı Oya’ya baktı; yarı merhamet, yarı öfkeyle. Hiçbir zaman yıldızının barışmadığı bu kaz kafalı kız ne zaman evlenip de gidecek.
Ferda, Faik’e ayrıldığını söylediği günün ertesi uçarak gitti okula. O gün önemli sınavlardan biri vardı. Tam okulun kapısından girdi ki, Faik yerden biter gibi karşısına çıktı. Ferda, hiç bakmadı doğruca sınıfa gitti. Faik, elinden oyuncağı alınmış bebek gibi hırçın;
’Nereye, gel buraya, konuşacağız.’ dedi.
Ferda, karşılık vermedi, yürümeye devam edip, sınıfına girdi. Musa’yla Turan sohbet ediyorlardu, özellikle onların yanına gitti. Faik, sınıfın kapısında Ferda’ya bakıyorken, Turan fark etti onu. Ferda’ya;
’ Bir problem mi var? Şu salak sana bakıp duruyor.’ dedi
’Yok, boş ver onu, bekler bekler, gider.’
’Ferda, nasıl gidiyor kitap okumalar?’ diye sordu Musa, uzun zamandır Ferda’yla konuşma fırsatı yeni bulmuştu.
’Bitti, ama bir kere daha okuyorum.’ dedi Ferda, kitabı bir türlü anlayamadığını söyleyemedi.
’Çok iyi, sana çok kıymetli bir eser var, onu vereyim, tatilde okursun.’ dedi Musa.
’ İnce Memed’i okuduğıun gibi okuma ama.’ dedi Turan, alaycı. Sonra, Ferda’nın sert bakışını görünce;
’ Tamam ne kızıyorsun, şakaydı.’ dedi. Musa, Turan’ın ne demek istediğini anlamadığı için soran bakışlarla baktı Ferda’ya:
’Yok bir şey.’ dedi Ferda.
’İstersen yanıma otur,’ dedi Turan; biraz sonra başlayacak geometri sınavını kastederek.
’Hani ben oturacaktım yanında.’ dedi Musa; ’Kaç kişilik yanın var senin?’
Üçü de güldü; sonra Musa;
’ Kısmet! Tamam, ben arkana otursam da olur.’
Ferda’nın, Turan’dan soru bakmasına gerek kalmadı. Çoğu yapabildiği konulardı; hoca son sınav diye, çok yüklenmemişti anlaşılan. Bu arada, Galip iki de bir dönüp Ferda’ya, bu ne iş, dercesine bakıp durdu. Ferda, ilk kez Galip’in uyaran bakışlarından rahatsız olmadı. Geçen hafta sonu, banyo yaparken bozkurt kolyesinin zinciri kopmuştu. Ferda, hiç üzülmeyip, masasının üstündeki diğer ıvır zıvırın yanı koymuştu onu da.
Gönül rahatlığıyla teneffüse çıktı Ferda; sınav gayet iyi geçmişti. Merdivenlerden inmeye kalmadı, Faik gene bitti yanında. Ferda şaşkınlıkla baktı ona; tamamen unutmuştu Faik’i. Hızlıca yürüyüp kızlar tuvaletine girdi. Oraya da gelemez herhalde, diye düşündü. Fakat, Faik arsızca, tuvaletin önüne kadar geldi; bir adım atsa içeri girmiş olacaktı, hatta kafasını uzatıp baktı içeri. Bir iki kız vardı tuvalette; kızlar bir Faik’e bir Ferda’ya bakıp sonra birbirlerine manalı manalı baktılar. Ferda, rezil oldum, dedi içinden. Faik’in bakışları tehdit doluydu. Bu kendini beğenmiş, peşini bırakmayacaktı anlaşılan.
..arkası yarın..