3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
796
Okunma
Her insanın hayatında var olan ve asla unutamayacağı anlar vardır . Özellikle çocukluğumuzda yaşadığımız ilk deneyimlerimiz belleksel hafızaya kayıt edilir ve unutulması çok kolay olmaz. Ben daha okuma yazma bilmeden YILMAZ GÜNEY le tanışıklığımız başladı VE ilk tanışma duvarda asil ve asi bir beyin isyankar duruşunda var olan fotoğraf beynime kazılmıştı
Yıllar birbirini kovalıyorken bahar gökkuşağının bütün renklerini evrene salarken tv ekranında o adamı tekrar görmüş hayretle sarsılmıştım adı YILMAZ kendi yorulmaz . Fotoğrafın ifşasıydı gayet yalın kendi halinde halkın içinden gelmiş kötüleri cezalandıran iyileri koruyan koca yürekli bir delikanlıydı bu adam ve hayranlığım arttıkça onu tanıma isteğim çoşuyor sanki hayatımın her evresine serpileceği hissi beni alıp götürüyordu. O yıllarda defterlere etiket vurmak modaydı ve aslında bu benim içinde tarif edilmez bir gönül iklimi halini almıştı adım onun fotoğrafıyla aynı karede yer alıyor bir gün onunla tanışabileceğim hissi beni derinden derine bir düşün melodilerine sürgün etmeye yetiyordu. Pazartesi günlerinin birinde Türkçe öğretmeni ödev kontrolü yaparken defterimin ilk sayfasında istiklal marşından hemen karşısındaki iç kapakta fotoğrafı görünce kim bu adam tanıyor musun diye sorunca cevap vermeye fırsat bile vermeden tokatı olbildiğince sertleştirerek benim narin tenime ağır çekimde yapıştırmış dinsiz imansız adamları kendine örnek alma diyerek eklemişti. O Söz hep beynimi kemirdi . ADAM hak arıyor fakirleri koruyor ezilenlerin gücü sevenlerin yardımcısı oluyor hoca örnek alma diyordu. İşte o gün hayatımın bütün akışı değişecek ağladığımı gören fen dersi öğretmeni bana uzun uzadıya düşlerimin kahramını anlatacak ve üstüne şiirini okuyacaktı
Üniverste hayatım ve sonrasında benim için hep bir kahraman olan ÇİRKİN kralla tanışma faslımız böyle başladı. Şimdilerde daha iyi anlıyorum ki bu ülkede düşünen yargılayan insanları seven hayata değer katan insanları yok etmek için herkes onları düşman bellemiş ama ne olursa olsun sanatçının susturulamayacağını gönüllerde var olacağını hesaba katamayan barbarlar biat ve itaat kültürüyle insanlığı hep bir karanlık içinde görmek istemişler
Ustam sen ışıklar içinde uyu hayat mutlu olma şansını vermesede senı tanıma ve anlama fırsatını verdi ya bu az şey değil