1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1070
Okunma
Hiç düşündünüz mü? Sabah oluyor uyanıyorsunuz.. Rutin işlerimizi yapıp işe gitmek üzere evinizden çıkıyorsunuz.. Bütün gün birileriyle iletişim içinde, koşturmacayla geçen bir günün ardından servisinize binip eve gitmeye çalışıyorsunuz.. Ve nerden geldiği belli olmayan bir patlamayla bitiveriyor hayatınız..
Belki sabah çocuğunu öpmek istedi babası.. Uyuyor diye kıyamadı.. Yada akşamdan küçük bir tartışma yaşadı eşiyle…sabah konuşamadı.. Dönüşte bir çiçekle gönlünü alırım diye düşündü ama dönüşü olamadı..
Kadın belki gün içinde eşini aramak istedi.. Ya ulaşamadı yada yoğunluktan konuşamadı.. Acaba en son ne konuştuklarını hatırlar mıydı?
Annesi daha dün gece sitem etmişti belki.. ’’Özledim oğul gel bir göreyim’’ demişti.. Gidecekti hele şu işler biraz yoluna girseydi.. Ama gidemedi..
Ben o otobüslerdeki her bir kişi için yada orada hiç suçu olmadığı halde şehit olan her bir kişi için tarifsiz duygular içindeyim günlerdir.. Onları sevenler ,dostları ,arkadaşları ,evlatları, anne babaları ne haldeler kim bilir? Hangi ceza onların içindeki özlemi acıyı dindirebilir ki? Evimizde otururken birkaç dakikalığına yüreğimiz sızlayıp, belki ağlayıp sonra rutin hayatımıza dönen bizler, anlayabilir miyiz o evlere düşen ateşin nasıl da çok can yaktığını?
Ve kaç küçük kızın kırmızı kuşağını bağlayacak bir babası yok artık.. Kaç erkek çocuğu bir daha maça gidip, omuzlarında yükselemeyecek babasının.. Ne zaman çekilecek memleketimin üzerindeki bu kara bulutlar..
’’Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal’’ diyemiyoruz çünkü bayrak ağlıyor yiğitleri sararken artık.. Diyor ki rengimi aldığım kandan belli belli olmasına da alın yazım.. Yeter artık tabutlara sarıldığım.. Rüzgarla dans etmek için göndere çekilip, yine şafaklar gibi dalgalanmam lazım..
BEYAZMELEK