9
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1542
Okunma
Ey! Benim zaferden zafere koşan şanlı Ecdadım!
Ayağınızda postal, tüfeğinizde mermi yokken yılmadınız!
Öpülesi nasırlı ayaklarınızla cepheden cepheye koşarak mermisiniz tüfeğinizi süngü, iman dolu göğsünüzü siper ettiniz düşmana.
Ki, geride bıraktıklarınız vatansız kalmasın diye!
Her karış toprağını kanlarınızla sulayarak emanet ettiniz bu vatanı bizlere.
Bizler de sizden aldığımız gurur ve güçle vatanımız için savaşmaktayız!
Üstelik savaşmak için her türlü mühimmatımız da var.
Lâkin! Gelin görün ki, düşmanımız kahpe!
Düşmanımız solucan!
Bataklığı, karanlığı, pusuyu, pisliği, çamuru, çukuru seven bir solucan!
Ayrıca kahpeliğin âlâsını...
Solucan dedim ya, lâf olsun diye demedim ha! Gerçekten solucan!
Hem de öyle bir solucan ki, başı içerde kuyruğu dışarıda değil. Tam tersine bunun başı dışarıda kuyruğu içeride.
Biz kestikçe çatal çatal çoğalıyor.
Elbet bir gün o melun başlarını da ezeceğiz inşallah! Ki, bizler sizler gibi evlâtlarımıza üzerinde huzur içinde yaşayabilecekleri bir ülke bırakalım...
Bugün 18 Mart Çanakkale Zaferini gururla kutluyor, Ecdadımızı rahmetle anıyoruz.
Nurlar içinde uyuyunuz.
Mekânınız cennet olsun.
Emine UYSAL/ 18 Mart 2016