Milletimiz ve devletimiz son günlerde tarifi mümkün olmayan, konuşmak isteyip de susmanızın daha anlamlı olduğu günler yaşamaktadır.
Bu günleri tarif etmek çok kolay değildir. Bu sözleri anlamak için arif olmaya da gerek yoktur.
Bu kadarlık yazımla içimdeki her şeyi anlattığımı zannediyorum. Fazla konuşup yazmanın gazel okumadan başka bir şey olmadığını bildiğim halde bazıları için gazel okumak istiyorum. Yazdıklarımın benim için ahir dünyada kazanç olarak kabul göreceğinden ümitliyim.
Memleketimizin bu durumunda muhtaç olduğumuz tek düşüncenin birlik ve beraberlik olduğu görüşündeyim. Bu görüşü kabul etmeyenler bence yanlış yoldalardır.
Milletleri bir araya getiren kıvançta ve tasada beraber ağlayıp gülmeleridir. Eğer bu olmuyorsa, olmayan birlik beraberlik vatan ve millet adına diye savunuluyorsa ben bunun altında başka duygu ve düşünler ararım.
Memleketimizin bu günkü durumu, tarihte defalarca kahramanlık dersi verdiğimiz savaş meydanlarındaki zaferler öncesinden farklı değildir.
Milletimiz her zaferi bu durumların üstesinden gelmek için yaptığı seferler sonunda kazanmıştır.
Sefere giden bir orduya askerlerini ve komutanlarını beğenmediğinden dolayı katılmayan insanların, vatan ve millet sevdasından dem vurması, ordunun zaferinden, millet evlatlarının şehit ve gaziliğinden pay çıkarması abesle iştigaldir.
Millet için, seferin ve mücadelenin gerekliliği veya hazırlanma aşamasındaki hatalarını zafer kazanmadan tartışanlar, cephedeki düşmandan daha zararlıdır.
Kurtuluş Savaşı’nda Milli Mücadele safında yer almayanların mazereti ve haklı düşünceleri milletimizin vicdanında hiçbir zaman kabul görmemiştir.
Milletimiz bugün bir kurtuluş savaşının içerisinde değil ama bir ve bütün olma savaşının içerisindedir. Arasındaki farkı ayırabilmek ancak ve ancak düşünceler bazında olacaktır.
Biz yüce Türk milletinin tarihindeki başarılarına bir başarı daha ekleyecek mücadelesinde, dimdik ayakta olduğunu dosta düşmana ispatlaması için var gücümüzle çalışmalıyız.
Türk milleti hele düşmanına karşı devamlı dimdik ayaktadır. Yeter ki içeriden çıkan düşmanları olmasın.
Dünyanın kaynayan kazanı Ortadoğu’ya yakın olmak bizim kaderimiz olabilir ama bu kazanın kaynamasında bizim de odunumuzun olması kaderimiz değildir.
Ortadoğu tarihten bugüne üzerinde yaşayan insanlara yar olmamıştır. Daha doğrusu üzerinde yaşayan insanlar Ortadoğu’da rahat durmamışlardır. İşte bu yüzden Ortadoğu’ya huzur ve mutluluk gelmeyecektir. Hatta oranın yeraltı zenginlikleri bile bırak Ortadoğu’yu tüm dünyayı bile karıştırmaktadır.
Biz kendi topraklarımızın kıymetini bilelim. Bu topraklar ihaneti, inkârı ve isyanı yaşamayan necip Türk milletin topraklarıdır. Anadolu Türk milletinin anayurdudur.
Anadolu topraklarındaki çıkan çatışmaların sebebi üzerinde yaşayan Türk milletinin titreyip kendine dönmesi içindir. Milletimiz bu durumları tarihten gelen engin tecrübesi ile aşacaktır.
Milletimiz birlik ve beraberliğini vatanın zor zamanlarında göstermedikten sonra ne zaman gösterecektir.
Zor zamanlarda düşman sayısını artırmanın kime faydası olacağını, kimlerin ekmeğine yağ süreceğini, kimlerin güleceğini herkes bilmektedir.
Bu zamanlar bizim bir araya gelme şansımızın olduğu ve bu şansı değerlendirebileceğimiz ender zamanlardan biridir.
Türk milleti bu imtihandan başarılı bir şekilde dimdik ayakta çıkacaktır.
Muhabbetle!..
24.02.2016
Osman GİRGİN
osmanlıhaber.com
[email protected]