Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Muhittin GÜNERİ
Muhittin GÜNERİ

HAMAL

Yorum

HAMAL

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

1268

Okunma

HAMAL

Kayalıklardan oluşan ve sonradan etrafı surlarla çevrilen tarihi eski kalenin yamacında kurulan ,işlemeli kadim
taş konakları,yüzlerce taş basamaktan oluşan merdivenli yollar ve dar sokakları ile tarihi bir kent.
Kent kalenin yamacında kurulu olması nedeniyle ve şehrin eğimli yapısından dolayı,bu serhat şehirde yaşayan
insanlar,araç kullanamadıklarından evlerine gidişleri veya evden şehrin tek ana caddesine gitmeleri yaya
olarak yürümek zorundadırlar. Kentin bu yapısı nedeniyle,taşıma hizmetleri eşek ve katırlarla yapılmaktadır.Bazı
hizmetler ise,hamallar tarafından icra edilir.Hamallar çoğunlukla köylerden göç eden veya okumamış,mesleği olmayan ve şehrin varoşlarında yaşayan insanlar tarafından oluşmaktadırlar.
Hamalların tek sermayesi,geniş yöresel şalvar,keçi kılından yapılma aba ve omuzlarında devamlı asılı duran ve
iki ucu çengelli,keçi kılından yapılma urgan ipten ibarettir.

Aziz şehrin varoşlarında yaşayan,yoksul bir adamdır.Hamallığı baba mesleği olarak seçmiş ve ölünceye kadar,bu
mesleği icra etmiştir.

Aziz başında beş köşeli şapkası,boynunda asılı desenli,üçgen şeklinde katlanmış büyük boy mendili,sırtında
abası,omuzunda devamlı asılı duran urgan ip ile rahatça oturup-kalkmasını sağlayan siyah,geniş,yöresel şalvarı
ile uzun boylu heybetli bir adamdır.Simsiyah uzun saçları ve gür sakalı ile çevresinde ilgi odağı olmuştur.
Aziz gençliğinde aynı mahallede oturan ve çocukluğu beraber geçen bir kıza aşık olmuştur.Kızın ailesi hamal ve
mesleği olmaması nedeniyle vermemiştir.Aziz sevdiği kız için deli divane olmuş,uzun süre mücadele etmiş ve
sonuç alamayınca ,aylarca kendi kabuğuna çekilmiş ve hiç kimse ile konuşmadan,evin bir köşesinde inzivaya çekilmiştir.Bu duygusal hallerini çevresi delilik olarak algılamış ve sevdası yüzünden inzivaya çekilen ,saçı,sakalı
birbirine karışan Azize,aşık Aziz diye hitap edilmeye başlanmıştır.İlk önce Aziz bu çağrılara tepki verirken,
sonraları alışmış ve benimsemiştir.

Aziz’in adı,Aşık Azize çıktı.Artık o sevdiğine kavuşamayan,sevdiği için karalar bağlayan bir aşık. O yaşarken
ruhen ölmüş,sevdiği için yaşayan bir aşık.Tek tesellisi,düğünden sonra kızın ailesi tarafından terk edilen evin toprak damına çıkıp,ağıtlar yakıp sevdiğini yad etmektir.
Bir perşembe günü ,sevdiğini yad etmek için,terk edilen eve doğru yöneldi.Terliyordu.Heyecanlı idi. Sanki
kavuşma anı yaklaşmış,sevdiğini göreceği an gelmiş gibi.Sevdiğinin hayali gözleri önüne gelmiş,o günkü gibi
heyecanlı ve üzgündü.sevdiği yine genç ve yine güzeldi.Hep gülümsüyordu.
düğün gününden beri terk edilen eve geldi.Evin damı sokağa bitişikti.Dama çıktı.Toprak dama diz çöktü.Hiç
hiç bir şeye tepki vermeden öylece durdu.Gözlerinden yaşlar akmaya başladı.Sanki gözlerine perde inmiş gibi
hiç bir şey görmüyordu.Sadece sevdiğinin hayali vardı.Sevgi ile etrafına bakındı,gülümsedi. ’ Ey yar,şimdi
nerelerdesin. Mutlu’musun ?.Hep mutlu ol.Hep yüzün gülsün.Bak senin için buradayım.Gözlerimin önünde hayalin.
Sen mutlu olursan bende mutlu olurum. ’ Aziz birden duygu boşalması yaşadı. Hem ağlıyor,hem göysüne vura,
vura ağıtlar yakıyordu. ’ Ya Râbbim..beni sevdiğimden ayıranı cennet yüzü gösterme.Beni acınacak hale getiren ve bana acı çektiren insanlara gerekli cezayı ver.Akan masum göz yaşlarım hürmetine ,aşıkları ayıran,kavuşmalarına engel olanlara cennet yüzü gösterme Allahım. ’ Aziz kendinden geçmişcesine,gövsüne
vura vura ağıtlar yakıyor,ağlıyordu.Kendi ekseninde elleri havada, bir semazen misali döndükçe ağlıyordu.
Bir ara durdu kısık sesiyle ;
’ Sevdiğim evlendi,vurgun yedim yüreğimden,
Feryatlarım yankıladı,kale burclarından,
Kilisesinde çan,minaresında ezan,
Dinlerin,dillerin buluştuğu mekan,
Ey şeh-ri Mardin,sana bedduamdır. ’ diye seslendi.

Hıçkırıkları ve ağıtları çevrede yankılanıyordu.Dakikalarca ağladı,göysüne vurarak ağıtlar yaktı.Yorulmuştu.
nefes alacak durumda değildi.Mendilini boynundan çıkardı,terini sildi,bitkindi.Duvara yaslandı,Derin nefes
aldı.Yere düşen şapkasını aldı başına geçirdi.Ayağa kalktı.Hiç bir şey olmamış gibi ’ Ya sabır, ya Allah ’ değip,
olay yerinden bitkin bir şekilde ama,mutlu ayrıldı.

,
Muhittin GÜNERİ


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hamal Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hamal yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HAMAL yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
yeşim çayırlı PERİLİÇEM
yeşim çayırlı PERİLİÇEM, @yesim-cayirli-perilicem
22.7.2016 11:16:56
Bende eyyy sevgili istanbul sana bedduamdır
diyerek seslensem yeridir sanırım .
Okurken yüreğim burkuldu Yüreğine sağlık değerli üstadım ...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL