Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
ikram
ikram

Mutluluğun yolu (başlangıç)

Yorum

Mutluluğun yolu (başlangıç)

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

952

Okunma

Mutluluğun yolu (başlangıç)

Bahar çiçek çiçek gelince güzel,
Hayat sevilince, sevince güzel.

Dudağımda bu şarkıyı mırıldanarak Naci’nin kapısına vardığımda son heceleri henüz bitirmemiştim. Son kelimeyi Zekai Tunca’yı da kıskandırırcasına nağmeli, azıcık da uzatarak “güzeeeel” derken kapıyı açtım.
Çıkmak için son hazırlıklarını yapan Naci, ona meydan okuduğumu anlayarak bana hızlı bir bakış attı. Bu bakış aynı zamanda “senin meydan okumanı kâle almıyorum” bakışıydı. Ben de zaten Naci’yle yarışacak bir sese sahip değildim.
Şarkının asıl söylemek istediğim kısmını hatırlayamadığım için sadece melodisini mırıldanarak içeri ilk adımımı atarken Naci’nin çantasına koymaya çalıştığı kitap dikkatimi çekti. Okumayı çok seven Naci, bu sıralar Jean Christophe Grange’ın Siyah Kan kitabını okuyor olmalıydı.
“Yürüyor muyuz?” diye sordum Naci’ye.
“Aslında güzel olurdu ama kendimi biraz yorgun hissediyorum abi” karşılığını verdi.
“Bahardan kalma bir gün var bugün. Bu havayı kaçırma bence” dedim. Bir şey söylemek için hazırlık yapan Naci’ye fırsat vermeden “Birkaç gün sonra kış uygulamasına geçilecek ve saatler geri alınacak. O zaman karanlıkta işten çıkacağız. Sen gel beni dinle ve bu son günleri heba etme” diye devam ettim.
“Doğru söylüyorsun ama...” dedi.
“Merak etme, yolculuğumuz güzel geçecek. Sana yolda bir şey anlatacağım.”
Odasının kapısını kilitleyip çıkarken babamın nasıl olduğunu sordu Naci. Hasta olan babamı ziyaretten önceki gün dönmüştüm ve bu konuda onunla görüşememiştik. Ben de babamın durumunu birkaç cümleyle özetledim. Naci’nin bildiği kadarıyla köyden bahsetmeyi de ihmal etmedim. Naci’nin annesi bizim köylü olduğu için birkaç günlüğüne de olsa tatillerinde uğramışlığı vardır ne de olsa.
İş yerinden dışarı çıkıp küçük adımlarla yürümeye koyulduğumuzda “Ee, ne anlatacaksın bakalım?” diye sordu.
Montumun fermuarını açıp havayı biraz içime çektim ve “Güzel bir hikâye” derken Naci’nin koluna girdim.
“Hikâye mi? Bu yorgunluğun üzerine hikâye iyi gider mi dersin?” dedi.
“Evet, hikâye... Ama yaşanmış bir hayat hikâyesi bu. Beni çok etkilemişti. Senin de hoşuna gideceğini tahmin ediyorum. Senin çantandaki kitap gibi, başta belki biraz durağan gelebilir ama sonunda güzel bir sürpriz var.”
“Sürpriz mi? Peki, anlat bakalım.”
“Öyleyse dikkatli dinle” dedim ve anlatmaya başladım:

Anlattıklarına göre, bir köyde yaşayan güçlü, kuvvetli, sözü dinlenen bir muhtar varmış. Bunda biraz öfkeli olmasının etkisi de olacak ki insanlar çekinirlermiş ondan. Köyün en son evlerinin birinde oturan Yaşar Kurtuluş isminde bir adam sık sık Muhtar’a uğrar, onunla hasbıhal edermiş.

“Bu galiba seninle ilgili bir hikâye” diye hemen araya girdi Naci.
“Benden çok seninle ilgili. Biraz sabret! Hikâyenin sonunda çok şaşıracaksın” diye cevaplayınca Naci’nin daha bir dikkatini çekti.

İnsanın ismi kaderi olur misali, Yaşar da gerçekten çok şey yaşamış birisidir. Çocuklarını yetiştirmek için büyük şehirlere gönderir. Onlar gittikten sonra yalnız kalması yetmezmiş gibi bir de güzelliği dillere destan eşi hayata gözlerini yumunca hepten yalnız kalır köyde. Eşinin vefatı da ayrı bir öyküye konu olacak kadar esrarengiz ve bir o kadar da üzücüdür. Vakit olsa başka bir gün de onu anlatırım sana. Ama en büyük yaşadığı şey kuşkusuz, Muhtar’la aralarında geçen şey olmuş.
Yaşar, hoş sohbet birisiymiş ki, normalde başkalarıyla uzun konuşmayı sevmeyen muhtar, onunla uzun uzun konuşabiliyormuş. Hatta kimileri, muhtarın kararları üzerinde Yaşar’ın büyük etkileri olduğunu bile söylüyormuş.

Hikâyenin burasında yolumuzun üzerindeki işlek caddeye gelmiştik. Fasılasız akan araç seylinden bir boşluk bulup kendimizi karşı kaldırıma atıncaya kadar hikâyeye biraz ara vermemiz icap etti.
“Bu trafik İstanbul’un ciğerlerinden çok benim sabrımı tüketiyor” diye hayıflandı Naci.
“Sana bir şey yapmasın da...” diye Naci’ye takıldıktan sonra tekrar koluna girdim ve dar sokakta ufak adımlarla yürürken hikâyeye devam ettim:

Devam edecek...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Mutluluğun yolu (başlangıç) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mutluluğun yolu (başlangıç) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mutluluğun yolu (başlangıç) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İBRAHİM YILMAZ
İBRAHİM YILMAZ, @ibrahimyilmaz1
25.2.2016 15:25:50
başarılı kurgulanmış bir hikaye. şiir ya da şarkı ile başlayan böylesi yazılar daha da ilgi uyandırır bende.
hikayenin sonunu ilgi le bekleyeceğim.
akıcı anlatımınızı kutluyorum.
saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL