1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
847
Okunma

O, analar ki, hüznünü memeleriyle emzirmiş..
Öyle naçar ve öyle kan ter içinde acısını kucağında büyütmüş..
O, analar kederin vurgun yediği yerdeydiler.
Ve yiğittiler...
Çünkü, düşlerinde uçurumlar büyüttüler..
Ve çürümüş bakışlarında beklemenin;
yollarda hasret büyüttüler...
O, analar ki, kanayan yarasını, yine yarasıyla sarıp, bir şafak vakti duaya durdular..
/ Dua dediler; dua bizim sargı bezimiz.. /
...Daha 14 - 15 yaşlarında bir fidan iken; hazan vurmuş ömürlerini,
uçurtmasını hiçbir rüzgara savurmamış evlatlarını feda ettiler.. Yiğittiler...
O, çocuklar ki, ölüme gülümseyip, vurulup düşmediler.
Onlar, yeryüzüne inen birer Melek’tiler.. ’
Ekmek ve gül’düler...
Onlar, İbrahim’e, İsmail’diler.
Tereddütsüz ve teslimiyetle gittiler ve geri dönmediler...
O analar ki, gün ağarırken kaç minareden, kaç ezan sesiyle, özlemin buğulu penceresinde, kahrını sabrına emzirip hep beklediler... Yiğittiler...
*
Bu ülkede hâlâ onları vicdanının hafızasında saklamak,
hatırlamak ve diri tutmak isteyenlere, onların anısına sahip çıkmanın anlamını üstlenen herkese selam olsun...
Bilinsin ki, iyileştiler onlar ... Ama unutursak, bizim vicdanlarımız tarihin ufkunda hep yaralı kalacak!
__________Birdal Erdoğmuş -