0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
992
Okunma
/Çoktan, kendi kendine konuşmuşluğu sönmüştü bedeninde. Kalıntılardan anladım. Üç günlük yoldaydı henüz. Takip etmek imkansızdı.../
’İfritler cirit atarken sen olmalıydın orada.
Göremediğim hayalet olmamalıydın.
Gerçek olmalıydın en az korkularım kadar.
Sevdiğini söyleyip durman, hırıltılar şeklinde olmamalıydı...’
’Ferahlatıcı nefesini beklerken, gölgelerle dolmamalıydı avucum.
Sararmış mektuplara mekan seçilmemeliydi başucum...’
’Yansımalıydı sana.
Gülüşüm gülüşünle buluşmalıydı.
Ama ânında.
Hemen olmalıydı bu.
Paylaşılmalıydı...’
’Sitemlere mezar olmamalıydın.
Hak etmediğin cümleler kurdurmamalıydın bana.’
’Şimdi başucumda bir ifrit.
Kan kırmızı gözleriyle bakmakta.
Şantajın binini bir paraya satmakta.
Şakağımda tehditkar zaaflarım.
Boşalan anılarım.
Daralan nefesimle başbaşayım.
Ve mecburum.
Sevmediğim mecburiyetlerle meşgulüm.’
’İfritler cirit atarken sen olmalıydın burada.’
’Güllerle savurmalıydın hamlelerini.
Gülüşünle hayat vermeliydin.
Yaşatmalıydın yenik düşmüş bedenimi...’
/Binbir dersimi toplayıp gittim... Kendi izimi terk ettim.../
akdenizce.-