4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1695
Okunma

İLK KİTABIM
Bu kitabı ben değil yaşayan lar yazdı aslında.
Kitap okuyor diye delirdiği zannedilen küçük kız başladı, kitapları yakılan kadın devam etti.
Yazmak bir iç dökümdür. Kişide biriken deneyimler kimi insanda doygunluk duygusu yaratır.
İşin gücün mü yok, emeklisin rahatın yerinde ne uğraşıyorsun bu işlerle diyenler çok oldu.
Bazı insanların işi gücü düşünmek, üretmek topluma sunmaktır.
İşim gücüm yaşamak aslında. Ben sorarak yaşayanlardanım. Öyle olunca da daha fazla görmek daha fazla bilmek istiyorsun. Merak öğrenmeyi getirmez mi ? Sokakta kime kim gelmiş meraki değil tabi.
Ajandalara tıkmıştım tüm yazılarımı. Zaman zaman usulca birini aralardım, bir yerde bana değmiş olan insanlar zıplar atlarlardı ortalığa. Yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla orada öylece bir süre dalar giderdik. İyi kilerle keşkeler çarpışırlardı. İyi kiler çoksa kardaydık. Sonra kapatırdım kapağını defterin koyardım rafa.
Bir gün raftan indirdiğim birkaç yazıyı Parkinson hastası bir arkadaşıma okuttum.
Baktım çok eğleniyor. Bazen de içleniyor gizli gizli gözyaşlarını siliyor.
Duygu insana has bir meleke diye düşünürüm. Neden ağlıyorsun sorusu hep saçma gelmiştir bana.
Arkadaşımın tepkilerini görünce , birkaç insanı bulunduğu ortamdan çıkartabilsem bile değer dedim. Bu kitap ondan sonra oluştu. Anlayacağınız mimari çok .
Okuma özürlü bir toplumda, kredi çekerek üstelik 61 yaşını geçmişken bu işe kalkışmak biraz delilik. Ben deliyim zaten . Deliler bu dünyada renktir. Deli olmak cesaret işidir.
Hayatımın her döneminde biraz deli idim. Bilmediğim şehirlere göç ederken, kırılıp incinmeme rağmen severken. Bu da son deliliğim olsun ne çıkar.
Sevgiyle Ayşe GÜL