9
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1367
Okunma
"Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Ailemle her zaman gurur duydum. Özellikle babam ve onunla yaşadığım anılarım acıda olsa tatlıda olsa en kıymetli anılarımdır. O sebeple bu satırları okurken negatif bir duygu oluşsun istemiyorum. Ve hayatımda yaşadığım en güzel anılarımdan biri"
Son zamanlarda çoraplarımın ıslanmasına da aldırmıyordum. Papuçlarımın ucunu büktürerek yürüyor ayaklarımın ezilmesi acıtsa da İskenderun’un bakımsız kaldırımlarına meydan okuyorum.
Mahalleye yaklaştığımda o ana kadar unutmayı yeğlediğim evsahibinin sevimsiz suratı geldi aklıma. Geciken aylığı top sektirir gibi mütemadiyen hatırlatan bir ifadeyle yine karşıma çıkacağını bilmem, olan keyfimide kaçırmıştı. Oh nihayet merdivenin başında kimse yoktu. Hızla eve girip kapıyı kapadım. Soğuk ev tokat gibi yüzüme çarptı. bir yerlerde sıcaklık arayan kuşlar gibi zayıflayan solgun bir bedenle divana oturdum.
Henüz ondokuz yaşındaydım. Benim yaşımdaki kızlar sıcak evlerinde yünlerini örüp ayaklarını uzatırken benim çalışıyor olmam bana zor gelmiyordu. Çünkü çalışan eli ekmek tutan kendi ayakları üzerinde duran bir kız profili beni hayata bağlayan en büyük unsurdu. Bununla her daim gurur duydum.
Babam canım babam her akşam bir ekmekle evimize gelir. Her türlü zorluğa rağmen her şey normalmiş gibi davranırdık. Karşılıklı espirilerle soğuk evimizi ısıtmaya çalışırdık. Onu çok seviyorum ve çok özlüyorum bunu da söylemeden geçmek istemedim. O benim idolümdü o benim mücadelede örnek aldığım insandı O kocaman bir İNSAN ADAMDI.
Neyse anımıza tekrar dönelim . Anca sabaha doğru ısıttığım yorganımın altından istemeye istemeye kalktım. Babam çoktan işine gitmişti. Sokak ıssız ve biraz önce yağan yağmurun hızıyla göletler oluşmuştu.İşe gitmek için giyinip sevimsiz papuçlarıma sevgiyle yaklaşarak usulca sizi seviyorum dedim. En azından onu severek giydiğimi anlasın demi.
İşe yeni alışıyorum. Stajyer olduğum için benimle dalga geçen okul çalışanlarına gülümseyerek cevap veriyorum. Bunu stajyerler anlar ! ;)
Nihayet bu gün aylığımı aldım. 19 lira 430 kuruş bunun 15 lirası ev sahibinin of diyorum aklımdan geçince bu dünyada ev sahibi olmak varmış insan bir memur maaşına ev kiralıyor. Kalan 4 lira 430 kuruşa da on tane hazır çorba alsam su parasını ödesem yeter! Hazır çorba da neyin nesi demeyin içinde her şeyi var ayrıca yağ tuz almanıza gerek kalmıyor ya!
Neyse ev sahibine bütün parayı verdim. Ama alırken neden homurdandı anlamıyorum. Sonradan anladım eve zam isteyecekmiş . Aldırmadım o ayın da evin kirasından kurtuldum. Bir ay yüzünü görmem artık.
Sabahın hırçın yağmuruna nazaran öğleye güneş açtı öğle üzeri evimizde kimse bulunmadığından sahile doğru yürüdüm. Kokularını etrafa genişçe yayan simitleri gibi gevrek gevrek bağıran ve yanımdan geçen simitçiye bir bakış fırlattım. Niyetimi anlamış olacak ki "Verelim mi abla "dedi. Önce tereddüt sonrasında amann dedim bir günlük keyfimiz olsun ne olacak deyip parayı uzattım. Simitçi parayı hemen kaptı sıcak simiti elime uzattı .
O anki keyfim anlatılamaz kendi kazandığım paramla ilk defa kendime almış olduğum bu simite önce şöyle bir baktım. Ama bu keyif tam olmalıydı. Sahilde denize yakın bir banka oturdum. Deniz öyle güzeldiki yağmur sonrası oluşan gökkuşağı simitimin üzerinde oluşan yakomozlar şair olmak içten değil. (Burda gülebilirsiniz) Simiti gören güvercinler yakınımdan yakınımdan gidiyor. Hadi at hadi at diyorlar duydum vallahi :) Hafifçe simitimden ısırdım tazeliği hoşuma gitti. Çocuk oldum. Simitin yarısını kuşlara attım diğer yarısını da tabi ki ben yiyeceğim. Keyfini çıkara çıkara yedim.
O günü asla unutamam. Mutluluğumu hazzımı.
Şimdi binlerce simit alacak param var. Ama o günkü simitin lezzeti bir başka idi. Şimdi çocuklarıma bunu anlatsam ne kadararını anlarlar bilmiyorum ama şimdiki gençlerin bunu anlaması çook uzak bir ihtimal!
Biraz kestirmeden olsada sevgimle deyip bitireyim. SEVGİMLE.