2
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1184
Okunma
Kendimi duyamıyorum şu sıralar. Kime değse gözlerim, yabancılaşıyorum. Aklımda kalmayanların tesirini yaşıyorum! Göremediklerimin değil, gördüklerimle içimde savaşıyorum. Ve kimse bilmiyor aslında, neden yalnız kalmayı yeğlediğimi ya da bir gece arası kendimden geçtiğimi. Parmak uçlarım dudaklarımı kapatıyor, sonra susuyorum. Gördüklerime, duyduklarıma, yaşayacak her ne varsa s u s u y o r u m.
Dilini kaybediyorum yaşamın. İçimden kekeme lisanımla kendimle cebelleşiyorum. Biliyorum insanların arzusunun tatmin olmadığını. Hep bir fazlası… Hep bir fazlası. Söylemek yerine, içimde boğuyorum duyduklarımı. Sonra mavi bakan Anka’nın gözlerinde teslim ediyorum önümde biriktirdiğim yaşamı. Anladım ki; bana göre değil kaderin boşluğunda savrulmak. Bende diğer insanlar gibi yarını bilmeden gelene râzı olmak istiyorum.
Bu kente karanlık düştüğünde dişlerim sayılıyor. İnsanların ağız dolusu küfrünü sindiriyorum içime. Ve zaman sonra tenimin çizgilerinden kaybediyorum yolumu. Ayakuçlarım ne yana bassa kayboluyorum. Korkmak değil de cesaretsizliğimle yüzleşmek yoruyor beni. Beynimin rutubetli duvarlarına boynumu asıyorum. Bilirsin adam akıllı yaşayamadım ben. Hangi ele değse ellerim işte oraya yığıldı cüssem! Şimdi yıllar sonra ölmek yerine, kim bilir?
∞