Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
HakkınSesi
HakkınSesi

...

Yorum

...

7

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

950

Okunma

Okuduğunuz yazı 20.12.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
...

...

...

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz ... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
grafspee
grafspee, @grafspee
23.12.2015 00:38:24
ibnî arabî, bir gün sokakta Bahaeddin Veled'i görmüş, arkasından da küçük Celaleddin yürüyormuş. "subhanallah, bir okyanus bir denizin arkasında gidiyor" demiş Arabî.

teşbihte hata olmaz derler. cengiz'in, naciye'nin, merve'nin, dernektekilerin... görünüşte hepsinin arkasında kalmış gibi görünen bir şahıs.
nitemtran
nitemtran, @nitemtran
22.12.2015 00:42:47
Öyküyü açtığımda, bir hayli uzun olmasını anlamamla birlikte içimdeki okuma şevki kırıldı. Mecburiyetim yoktu okumaya elbette. Keyfimin kahyası mı, “Nerde trak orda bırak” icabında diye düşünüp, başladım okumaya. Daha ilk cümlelerinden itibaren öykünün içine düşmem hatta daha da ileri gidip, gürültü yapıyor diye elmamı yememi ertelemem garibime gitti. Bunun sebebi öykülerine alışmam galiba, diye düşündüm. İlk dinlediğinde beğenmediğin parçayı sonradan çok sevip, albümün diğer parçalarını da *okunu çıkarana kadar dinlemek gibi. Ya da; tarzına alıştığın bir yazarın her konuda yazdıklarını beğenmesen de sıkılmadan okuman gibi.

Bol kadınlı kısımları okudukça aklımın bir yerlerinde A.H.Tanpınar’ın “Emine’nin ölümü” üstüne yazdıkları cirit atmaya başladı. Çoğu öykün gibi bir öyküye çoktan hazırlamıştım kendimi. Bir belgesel kıvamında bazen ciddi bazen matrak ama analitik aklı hep bir yerlerde tutan bir yığın analiz, bir yığın güzel cümleyle bezeli bir yığın hoş tasvirle gelen bir son. Aklımda, hangi öykünde olduğunu asla hatırlamayacağım, sisli bir perdenin arkasında kalacak, ayırt edici ‘kendi öznel darbesini’ oluşturamamış bir yığın güzellikle heba mı olacak yine, sorusu; Merve’nin “Aydan gelecekmiş” öyküsüne geçiyorum.

Bir on satırı ya okudum ya okumadım, okuduğum kısımlarda geçen sigara mevzusunun içimde uyandırdığı sönmeyen arzuyu dindirmek için mutfağın penceresine tüneyip, bir cigara yakıyorum. İşte tam o an okuduğum satırların “sen” olduğunu düşünüyorum. Bu kadar analitik bir akıl elbette farklı şeyler kaleme alabilirdi, diyorum. Gülümsüyorum.

<<Yutkunarak ‘evet’ dedim, ‘saçma ya, zaten böyle öyküler dergilerinizde yayınlanmaz.’ >> Avucumda ne kalacağının merakıyla, aslında ben de yutkunuyorum burada.

Velhasıl, işte bu ‘kendi öznel darbesini’ vurmuş bu öykün, tüm detaylarını etrafına topladığı bu kısmıyla en ince detayına kadar, bağımsız olarak, hep aklımda kalacak. Adını unutsam da...

Tebrik ederim.

Sağlıcakla,
Yahya Oğuz
Yahya Oğuz, @yahya-oguz
21.12.2015 21:54:26
Naciye ile Cengiz bana çok doğal geldiler. Çok gerçekçi tasvirden dolayı olsa gerek daha doğal geldikleri için -Naciye'nin ense kılları ya da tüyleri de dahil- sevdim. Sokrates kısmı bayağı zevkliydi. genelde sizin öyküleri okurken "çok rahat yazabiliyor, konuyu istediği gibi gerçeklik katabiliyor, fakat konuyu fazla dağıttığı için, bütünlüğü bozduğu için öyküyü vurucu noktaya tam getiremiyor." diye düşünürüm. sanırım kurgu olarak realist çizgiden uzaklaşmak istemiyorsunuz. bu öyküde de öyle düşünmeye başladım ki -mesela aylan ile ilgili öykünün uzun uzun anlatılması gibi - final kısmındaki bağlantı beni ters köşeye yatırdı. bence bunları daha sık yapmalısınız. öykülerinizin en büyük ihtiyacı budur. çok tebrikler, saygılar.
Irmak Yosunkent
Irmak Yosunkent, @irmak-yosunkent
21.12.2015 12:03:57
Öykü bitmedi. Ancak yarıladım. Akşama biter ben de yorumu tamamlarım da
Simdilik yazmadan geçemeyeceğim
Tipik klasik erkeğin bilinçaltı denemeleri gibi geldi.
Sonuna bakalım
.........
Bitti. Çok yanılmadığımı gördüm. Boşta gezenin boş kalfası tipinden tipiklerin bilinçaltı ya da ilgi alanına dönük gözlemlerinin ortaya serilişi. Bunlar sadece bakışlar ve iç serzenişler. Dışa vurumu çok farklı boyutlarda. Günümüz tipik erkek karakterleri açısından baktım, gördüm.
İlk defa okuyorum sizi.


ırmak yosunkent tarafından 12/21/2015 1:42:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
olricx
olricx, @olricx
20.12.2015 19:01:01
10 puan verdi
Yutkunarak ‘evet’ dedim, ‘saçma ya, zaten böyle öyküler dergilerinizde yayınlanmaz.’
şu yayınlanmayan öykü ve anlatıcının ruh hali bi an gözümde canlandı.
ve bitime doğru o öyküye dönüp tekrar okudum.
merve'nin sesiyle ilgili olan cümleyi de çok sevdim.

küsss
küsss, @kusss
20.12.2015 17:50:46
sanat filmi gibi bir yazıydı. hani orada da böyle çok düşünce, az konuşma geçer ya. yalnız dikkatimi çeken Hakkınsesi'nin okuduğum öykülerdeki ana kahramanlarının genelde hiç işinin gücünün olmaması:) yani sanki hepsi boş gezenin boş kalfası gibi. e bi kere de bi davete gitmeyin yahu. neyse, bana neyse:) şimdi pek kötü niyetli, her şeyin kötü yanını gören biri olduğundan belki çok ısınamadım ben ana karaktere. ama inanılmaz gerçekçi.

şu uzun mesaj olayı. ben de öyle yaparım bazen:) yani asıl söyleyeceklerini hazırlarsın ve hemen onu söylemeyeyim diye önce bir girizgah yaparsın. detayları seviyorum.. tabi detay deyince zeytin ve zeytinyağı kısmını ayrı sevdim. peki Sokrates bütün bunları duysaydı ne yapardı? belki de ciddi ciddi kızgın bir tavır takınır ve inadına "evladım" la başlayan bir cümle kurabilirdi.

dilimden, gözümden gelse... güzel bir detay:)

hımm.. kadın kahramanı konuşturmak konusunda mekansız'a katılıyorum. ben öykülerimde daha çok erkekleri konuşturmayı severim mesela, onlar etrafında döndürmeyi olayı. bilmem bu daha keyifli oluyor. yani zaten kendi cinsiyetinde yazmak neden heyecan versin ki? ki bi yazar tanıyorum yine bu edebiyat camiasından, şimdi yazmıyor galiba ama onun kadar bu işte usta başka birini tanır mıyım bilmiyorum...


her neyse, şu meczup kabusum oldu. kendimi özellikle 'limbo'yla çok özleştirdim galiba:)

https://www.youtube.com/watch?v=HSyqbAMsogU


Tsukuyomi
Tsukuyomi, @tsukuyomi
20.12.2015 04:50:10
Tam uyumaya karar vermiştim sayfayı son bir kez yenileyeyim dedim baktım kırmızı yanıyor sen yazı paylaşmışsın eee okumak gerek uyku öncesi okuyunca bazen film gibi rüya görüyorum.

şu çakmak kısmını sevdim benimde vardı öyle bir çakmağım hala var yanmıyor ama hediye olduğu için atmıyorum. hediye eden gibi artık benim için yanmıyor ama yürekten atamıyorum îşte. Sokratesi çok güzel yedirmişsin o ara.

şu edebiyat dergileri yada toplantıları için bişey diyemicem hiç gidip görmüş katılmışlığım yok. zaten edebiyat facebookda yazar aforizmaları paylaşımı seviyesine döndü.

kalçalar kısmında bildiğin ideal kalça olayını düşündüm. bide abd de moda olan şu kalca büyütme ameliyatını yaptırıp sonra kalçası patlayarak ölen kadını ( o kadına üzülmüştüm)
ha bide şu edebiyat cevrelerinde gizli gizli cinsel kaçamak olayları falan. bence bırakın yapılsın neyse o kısım uzun.

merveye gelince ismi duyunca pek güzel şeyler düşünmemiştim e düşündüğümde ortaya çıkmış oldu zaten. merveler adamın başına dert açıyor.
Aydanlı hikayeye birşey demeyeceğim onu kendi içinde dergiden olaydan kalçalardan ve merveden ayrı düşünmek istiyorum...

mervelere ders çalışmaya gidilmez.



ha şunu da diyim. Şu cami namaz konusuda ayrı birşey

neyse Aydanın babasının ben....

ayrıca not muhtemelen acıklı bir film olur bu uykuda rüya olursa senden okuduklarım içinde en çok içime dokunan bu oldu.

yada senin dediğin gibi ruh Halim buna müsaitti.

sağlıcakla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL