Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
perihan reyhan ALKAN
perihan reyhan ALKAN

SAHİP OLABİLECEĞİNİZ TEK ŞEY!!!

Yorum

SAHİP OLABİLECEĞİNİZ TEK ŞEY!!!

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

559

Okunma

SAHİP OLABİLECEĞİNİZ TEK ŞEY!!!



İnsanın hayatta tümüyle sahip olabileceği tek şey çocuğu olabilir ancak; istediği gibi eğitip, yetiştirip, değiştirebileceği tasvip etmediği yönlerini. O bile bir yere kadar, bir zamana kadar. Siz de olsanız doğuran, büyük bir mücadele de verseniz, özünde olanlarına, genleriyle getirdiklerine söz geçiremez, değiştiremezsiniz yine de.

Belli bir yaşa kadar ne isterseniz yedirir, giydirir, yapma dediğinizi yapmamasını, yap dediğinizi yapmasını sağlarsınız. Gittiğiniz yere gelir, gidemediğinizde oturur dizinizin dibinde. Yaş ilerledikçe, kişilik özellikleri baskınlaştıkça, hele ki karşı cins arkadaşlıklar gelişip, dahasında evlenince, o bile sizin değildir, sizden, arzuladığınız doğrultudan çıkmıştır artık.

Peki, kendi evlâdınız, anneyseniz doğurduğunuzda bile başarılı olamadığınız, etkin olamadığınız bu konuda, bir başkasında bu inat niye?

Niye ayıla bayıla yapılan evliliklerde, bu değiştirme çabaları ve ardından tartışma, hatta kavgalar ve sonlamalar o birliktelikleri.

Sanırım her tür birlikteliğin başlangıcında, aşkın büyüsüyle, olumsuz yanlar ya görülmüyor, ya da görmezden geliniyor veya gizleniliyor tüm olumsuzluklar büyük ustalıkla. Bir perde aslında aşk gözlerde, evlilik bitiriyor aşkı, ömrü birkaç yıl deniliyor ya sıkça. Değil aslında. Evlilik değil aşkı bitiren. Rahatlıyor kişiler evlenince, bırakıyorlar kendilerini ve o özenle gizledikleri gerçek kişiliklerini çıkartıyorlar ortaya birer birer. Ve ortaya çıkan, sergilenenler de, o güne dek oluşundaki gibi, istenilen doğrultuda olmayışından, o güzellikler yok oluyor birer birer, büyü bozuluyor. Bazen de değişmiyor kişi aslında, dedim ya aşk bir perde gözlerde diye. Aşkın, özlenenlerin büyüsüyle, perdeye yansıyanlar aynı ışığın gerçeği daha büyük yansıtması gibi perde üstüne, gözlerimize yüreğimize, o kişiyi, ondaki değerleri olduğundan fazla yansıtıyor. Daha büyük yansıtıyor kendisini tüm yönleriyle ve biz de daha farklı daha değerli algılıyoruz. Bazen olmayanları bile var görüyoruz ışığın yanıltışıyla. Işık sönüyor gölgeler yok oluyor, yanılsamalarla birlikte, baş başa, karşı karşıya kalıyoruz gerçekle. İşte o noktada anlayıp yanılgımızı yıkılıyor, fark ediveriyoruz aşkın bittiğini ki belki de yoktu bile aşk denen şey. Bazen de özlemlerimizi giydiriyor, ete kemiğe büründürüp, olmayanı var sayarak avutuyoruz kendimizi!

O perde kalktığında görünenler hâlâ aynıysa, ya da o süreçte kişisel özellikler sevilesiyse, bitse de aşk, yerini sevgiye terk ediyor sessizce, biz hâlâ aşk da desek adına.

Ya da alışkanlık oluyor o birliktelik süreç içerisinde veya her şeye rağmen vazgeçememek bir şeylerden, belki de, kaybedileceklerin kaygısıyla sürdürmek o birlikteliği yeni kararlarla.

Bu defa değiştirme çabaları umutlanarak ve bekleyerek, o isteğimiz doğrultusundaki o büyük değişimi. Yeni bir insan yaratmak, var olandan farklı olmaya zorlamak isteğimizce karşımızdakini ve hiç mi hiç dönüp bakmamak kendimize, hesaplaşıp yargılamamak kendimizi bu süreçte. Hep aynıydık, hâlâ aynıyız ve hiçbir kusurumuz olmaksızın mükemmeliz yanılgısıyla. Lâkin karşımızdaki de aynı endişe ve çabalar içinde oluşundan, başlıyor tartışmalar, hâkimiyet savaşları ve sadece karşımızdakinde değişimler bekleyerek, kendimizden hiç ödün vermesiz.

Bazen de görülüp biliniyor tüm gerçekler tüm çıplaklığıyla. Bir görsel beğeni, ya da bir şeylerin hesabı, çıkarıyla ben bunu değiştiririm diye çıkılıyor yola en büyük yanılgıyla; özlenen, beklenen değişimin asla ve asla olamayacağının bilinçsizliğiyle. Ya da o kişi, ulaşılası savaşıma değer nitelikteyse, öyle görülüyorsa ya da, niye kendimi değiştirmeye çalışmakla başlamıyorum bu sürece diye sorgulamasız.

Ve de sahip olma çabaları hayatımızdaki kişiye, hatta soluk aldırmasız, hayatının tam orta yerinde ve her yerinde olma isteği. Ayırdına varamamak, bağlı olmakla, bağımlı olmanın çok farklı şeyler olduğunun ve aynı şey zannetmek yanılgısında olduğumuzun. Aymazlığımız ve de, hiçbir şeye, ama hiçbir şeye bütünüyle sahip olamayacağımızın.

Sonra da frenlenemez ıklamalar yaşam boyu, kaybetmekten korkarak daha bir sarılma, daha bir sahiplenmeler, bunaltmalar karşısındakini. Sonuçta da tam tersi sonuca ulaşmalar; sıktıkça kaçmalar, bağlamaya çalıştıkça kopmalar, sahiplendikçe kaybetmeler ve kaçınılmaz son!

Galiba; özgürlük, sahip olmak, ait, bağımlı ve de bağlı olmak sözcüklerinin anlamını, ardından gerçekten ne istediğimizi ve beklediğimizi, sonrasında da ilişkilerle birlikte, öncelikle de kendimizi, tekrar tekrar sorgulayıp, sağlıklı düşünemedikçe, bu hataya hep düşeceğiz.











Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sahip olabileceğiniz tek şey!!! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sahip olabileceğiniz tek şey!!! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SAHİP OLABİLECEĞİNİZ TEK ŞEY!!! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
perihan reyhan ALKAN
perihan reyhan ALKAN, @perihanreyhanalkan
27.7.2008 23:54:33
teşekkür ederim efendim katkınız ve bilgilendirdiğiniz için.saygımla
sa
sabri ayçiçek, @sabriaycicek
27.7.2008 22:39:33
"Sahip olduğumuz tek şey,yaşadığımız andır "der filozof-hükümdar Marcus Aurelius...(Orelyus okunuyormuş)
Halil Cibran da bir şiirinde:
-Çocuklarınıza sevginizi verebilirsiniz,düşüncelerinizi asla demektedir.
Ya Anadolu'da söylenen şu paradoksa ne demeli?-Annenin çocuğuna söylemekte olduğu söz-
"Sana yürümeyi öğretiyorum,benden uzaklaşasın diye!"
Ben de bir "ufuk turu" yaptım yazınız sayesinde.
Yazmasaydınız bunları nerede kullanacaktım ki?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL