ASIRLARIN ZENGİN UYKUSU
Bu tamlama Mustafa Aksoy abimizin. Kendisi emekli askerdi. Yurdun dört bucağında sıhıya astsubayı olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra Ankara’ya yerleşti. Eşi Leman’ı kaybedince geldi Oğulcuk’a. Yaz kış Oğulcuk’u mesken tuttu. Taa ki hasta olup yataklara düşene kadar...
.
Mustafa abinin eski Hayat Çeşmesi’nin kaidesine “Ne saray isterim ne başıma taç / Gönlüm bir avuç suya muhtaç” yazdığından söz etmişti Hayat Pınarı’nda Yahya Aksoy Hoca. Ben de bu sözün okulun çeşmesi üzerinde yazılı olduğunu belirtmiştim. Hayat Çeşmesi’nin eski halini hayal meyal hatırlarım. Üzerinde bir yazı var mıydı? Ben bilmiyorum. Öğrenmenin yolu sorup soruşturmak, araştırmak. Kimden soracaksın? Hayat Çeşmesi’nin evveliyatını bilenlerden elbet.
.
Bu sebepten Hacı Yusuf Ceyhan’ın (Kel Hacıysuf) gelinleri Ümüs ve Deste ablalara sordum. Yaşları seksenin üstünde bu iki ablamızın. Deste abla Mustafa Aksoy’un kız kardeşi aynı zamanda.
Bir öğle sonrası ayak üstü konuşuyoruz Ümüs ablagilin evin önünde. Zaten Hayat Çeşmesi de hemen yanında evlerinin. Dedim ki:
-Hayat Çeşmesi’nin eski halini hatırlıyor musunuz?
İkisi de duraksamadan yanıtladılar:
-Hatırlamaz olur muyuk? Akşam zabah gidip geldiğimiz çişme. Hemi de evimizin önünde.
-Üzerinde bir yazı varmış. Mustafa abi’nin yazdığı...
Ümüs abla:
-Ne yazısıymış gadasını aldığım? Esgi çişmede yazı mazı yoğudu. İki havtı varıdı. Aha biri şorda. Öteki yarısı da Cefat ağamın havlıda. Şimdiki çişmenin yazısını da Havıs dayım (Mehmet Ayyıldız) yazdı.
Ümüs ablanın gösterdiği kayadan oyma havtın fotoğrafını çekecektim. Ümüs ablanın oğlu Yusuf razı olmadı:
-Amca! Havtın içini temizliyek de öyle çek, dedi.
.
Hemen akabinde Feyaz’la Osman’ın yanına vardım. Bizim emmoğulları bahçedelerdi. Oturduk. Şurdan burdan konuşurken Osman dedi ki:
-Emmoğlu Hayat Çişmesi’nin üstünde bi yazı var, gordün mü?
Güldüm:
-Yazı her zaman vardı. Ön cephede Havıs Öğretmen’in yazdığı yazı...
Osman itiraz etti:
-Yok, o değal. Çişmenin duvarının üst tarafında. Ben tam okuyamadım. Bi bak isdersen...
Hemen geldim Hayat Çeşmesi’nin başına. Hakikaten de oluğun bağlı olduğu duvarının üst kısmında bir yazı vardı. Beton üzerine yazılmış. Harç dökülünce kurumadan bir çiviyle iğreti biçimde çiziktirilmiş. Yazı uzun bir cümleden oluşmuştu: “Asırların zengin uykusundan çıkartılan bu su içenlere afiyet olsun.” Yazının sonunda da “M Aksoy” imzası açıkça görülüyordu.
Mustafa Aksoy’un yazdığı bu yazıydı demek ki. Oğulcuk’a yolunuz düşerse hemen çeşmenin duvarı üzerinde bu yazıyı görebilirsiniz.
Ben çeşmenin duvarı üstüne çıktım. Yazıyı görüntüledim. Elimdeki telefonla bütününü bir kareye sığdıramadım. Parça parça çekebildim. Ne yapayım. Ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur...