2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
497
Okunma
ANLAMIYORUM!!!
Ben senden güvenmemeyi öğrendim, inanmamayı hiç kimseye. Sevginin dilde de olabildiğini, yürekten kopup gelmediğini her zaman.
Oysa soy istemiştim beni, çırılçıplak soy, yıka en duru sularla, akla arındır tüm kalıntılarını, siyah giysilerin tümünden arındır. Beze pembelere tüm giysilerimi öncelikle, ardından morlar giydir, allar, yeşiller… Bembeyaz olsun her yana götüren ayakkabılarım, aklarına ulaştırsın tüm ereklerimin.
Götür…
Tut elimden götür beni, dağları kekik kokan, suları dostluk akan, insanı insan olan diyarlara götür.
Güvercinleri muştu sunan, güneşi bir başka ısıtıp ışıtan. Ayın şavkı daha bir aydınlatan…
Beyaz sanıyordum tüm giysilerin, düşlerin pembe, umutların yeşil, ereklerin tertemiz…
Değilmiş…
Siyahmış giysilerin, düşlerin siyah, ereklerin, duyguların, her şeyin simsiyah. Suları akmazmış derelerinin, aklamaz arındırmazmış. Daha bir bularmış çamur hatta katranlara.
Mutluluk bilinmezmiş senin ülkende, renkleri tanımazmışsın sen. Güneşin ısıtmaz, ışıtmazmış senin. Ay doğmazmış gecelerine ki şavkı vursun çevrene!
Sen…
Sen nesin, nasıl, nasıl bir şeysin, nasıl bir ülke senin yaşadığın?
Ve nasıl yaşıyorsun öylesi karanlıklarda anlamıyorum!
Anlamıyorum, ısınmaksızın, aydınlanmaksızın nasıl yaşıyorsun
Nasıl nefes alıyorsun öylesi kirli, karanlık yalnızlıklarda
Anlamıyorum!!!