Nedir sizce , Cennet - Cehennem ?
Hiç göreniniz var mı , ya da yaşayanınız, bileniniz ?
Dinimize göre, İslâma uygun yaşayanlar, ödül olarak, hak ettikleri cennetle onurlandırılır. Nasıldır bu cennetin tarifi ? Çoğu erkeğe göre ilk akla gelen huri kızları, hem de galiba yetmiş iki tane huri kızı ! Ya kadınlar, onların beklentisi nedir acaba, erkeklerin bu huri kızı beklentisine karşılık gelen ? ’ Orasını karıştırma , orası muallâk ! ’ dediğinizi duyar gibiyim.
Sizi biraz kızdırsam nasıl olur acaba ? Erkeklerin bu huri kızı beklentisi, aslında dünyada bu cinsel bolluğa ulaşamadıkları ve çokça arzu ettiklerinden olabilir mi ? Padişahlarımıza, şıhlarımıza, hoca geçinen çokça insanımıza bir bakın ; çoğunun ilk fırsatta çok eşliliği tercih ettiklerini göreceksiniz. Bir çok kadından oluşan harem kurup, gönlü istediğinde seçtiği biriyle olmak, galiba güç ellerine geçtiğinde, kendi cennetlerini yaratmaya çalışmak gibi geliyor bana. Diğer taraftan da altından ırmaklar akan bahçeler, her türlü meyvenin, çiçeğin olduğu bahçeler ve ölümsüzlük cennetin diğer özellikleri. Özellikle islâmın doğduğu coğrafyada çok az rastlanan hatta hiç de rastlanmayan nimetlerin özentisi olmuyor mu ?
Yani sonuç olarak, elde edilemeyen, arzulanan tüm imkânlara, nimetlere ödül olarak sunulacak cennette kavuşulunacağına inanılıyor.
Bunları bulamadıkça cehennemde hisseder çoğu insan kendini.
Hayatta başka istekleri, beklentileri de vardır bazı insanların. Sevgi, saygı, dostluk, huzur aramak, bulabildiğinde cennete ermişcesine mutlu olmak gibi. Sevdiği bir insana kavuşmak, onunla yuva kurmak, çoluk çocuk sahibi olmak cennette gibi hissettirebilir bazı insanları. Çocuklarını iyi yetiştirmek, onların sağlıklı, mutlu, başarılı olduklarını görmek cenneti bile aratmaz o insanlara.
Asıl cehennem var ya o insanlar için, çoğunuzun yangın yeri, azap, ateş diye tarif ettikleri, korktukları, başkalarını korkutmaya çalıştıkları öteki dünyanın cehenneminden çok daha fazla yakar yüreklerini. Yürek yanması var ya, beden yanmasının onun yanında sözü bile edilemez.
Sevdiğine kavuşamamak, hele de onun bir başkasının olduğunu görmek, başka birine çocuk verdiğini görmek, cehennem ateşinin çok daha fazlasıyle yakar yüreğini. Kendini sevgiye, dostluğa, iyiliğe, dürüstlüğe adamış birinin, gerek yanlış anlaşılma, gerek hayat şartları ve hele bir de eşi ya da çocukları nın yaptıkları, yaşadıkları yüzünden adının kötüye çıkması, yalancı, batakçı, güvensiz, vb. kötü olarak anılması var ya ; sizin cehennem dediğiniz, çok korkunç yakar dediğiniz ateşler var ya , onun için zemzem suyu gibi gelir yüreğinin yangını karşısında.
Ve en korkuncu nedir bilir misiniz ; bu insanları hemen hiç kimse anlayamaz, ne derdine çare olunabilir, ne anlaşılabilir, ne de takdir edilir. Öyle ki bazılarınız onların cenaze namazlarını bile kılmak istemez, imanından bile şüpheye düşersiniz. Bilemezsiniz onların insanlığı ne kadar sevdiklerini, yüreklerinde nasıl bir mücadele verdiklerini, iyiliklerinden, vicdanlarından dolayı yenik düştüklerini.
Siz değil, belki Tanrı bile anlayamaz da öbür dünyada da atar yine cehenneminin en derin köşelerine böylesi insanları !

Fikret ......