13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2794
Okunma

Günümüzün en büyük, en kahredici edebiyat sorunu, edebiyata yapılan bir taciz bu! Bir yanda Necip Fazılcılar öteki yanda Nazım Hikmetçiler neyin kafasıdır anlamış değilim. Sütlü köpüklü kafası galiba. Ayrıştırılmayı, bölünmeyi, gruplaşmayı ne kadar da çok seviyoruz, bayılıyoruz. Biride çıkıp demiyor ki kardeşim edebiyat bu sanata sanat için saygı duyarım, ben sanata bakarken siyasi düşüncelerimi, ideolojilerimi bir kenara bırakırım diye! Edebiyata yapılan bu şey bir tacizdir. Kendimize gelmezsek gittikçe ilerleyecek ve canım edebiyat siyasi ve ideolojik bir malzemeye dönüşecek gibi bir kaygı taşıyorum bu kaygıyı sizlerle de paylaşmak, bu tacize biran önce dur demeyi tüm edebiyat dostlarının bir görevi olarak benimsemesini bekliyorum. Gerçekten sanata sanat olarak bakan, edebiyattan anlayan temiz kalpli insanların yok olmaması adına artık dur diyelim bu ayrışmaya. Dur diyelim ki çocuklarımız hem Necip Fazılı hem Nazım Hikmeti ve bunlar gibi sayısız değerli yazar/şairimizi bizler gibi tanıyabilsinler, dur diyelim ki edebiyat bir siyasi düşünce ve ideoloji malzemesi haline gelmesin. Necip Fazıl Kısakürek ve Nazım Hikmet Ran birbirinden değerli iki şairimiz. İkisi de bana AŞK’ı hatırlatır. Biri baki diğeri fani. İkisi de duygularıma, ruhuma tercüme olurlar. İkisininde mekanı cennet olsun Allah tahsilatlarını affetsin. Necip Fazıl ve Nazım Hikmet en belirginleri olmak üzere bir örnektir. Söz konusu burada edebiyata yapılan taciz, insanlara uygulanan bölünmedir.